Konan Quotes

We've searched our database for all the quotes and captions related to Konan. Here they are! All 19 of them:

Humans are suspicious and jealous creatures. When they see something perfect, they want to find a flaw.
Gosho Aoyama (Meitantei Konan)
There's only one truth
Gosho Aoyama
If you force me to pick one color, it'd be Black... It covers up the things inside of me that I don't want to be known. Well, for the same reason, black is the color I hate, too...
Gosho Aoyama (Meitantei Konan)
Hani o pencereye konan kuşla ilgili hikaye vardır: Küçük çocuk penceredeki kuşu büyülenmiş bir halde izlerken, babası yaklaşır ve 'bak o bir kırlangıç', der. Çocuğun yaşamakta olduklarını bilgiye dönüştürüp yaşantısını katlederek.
Engin Geçtan (Rastgele Ben)
Learning is a good thing, but more often it leads to mistakes. It is like the admonition of the priest Konan. It is worthwhile just looking at the deeds of accomplished persons for the purpose of knowing our own insufficiencies. But often this does not happen. For the most part, we admire our own opinions and become fond of arguing.
Yamamoto Tsunetomo
Gyvenimą pradedi auksinėmis svajonėmis apie bekraščius miškus, o pabaigoje džiaugiesi vienui vienu medžiu. Toks ir yra kiekvienos gyvos būtybės tikslas - iškirsti svajones.
Hallgrímur Helgason (Konan við 1000°)
Forward in time, the man named Konan didn't match my idea of a detective.
Natsuki Mamiya (月光 [Gekkou] SS)
Dış kapı üstüne çıplak bir omza konan öpücük sesiyle kapandı.
Boris Vian (L'écume des jours / L'arrache-cœur)
Ved nøiere Sammenligning mellem det ældre og nuværende Sprog vil man finde, at Endelsen 'in', der bruges baade som Hunkjøns- og Intetkjøns-Udgang ved den bestemte postpositive Artikel (f. Ex. konan, bruðrin, stundin, gjörðin, augun, börnin) konseqvent hos den laveste Pøbel i de mere fordærvede Egne er bleven til "a", f. Ex. Kona, Brudra, Stunda, Auga, Barna.
Peter Andreas Munch
Kāda gan tam ir nozīme, Vatson? - Holmss nopietni teica, nolikdams papīra lapu. - Kāds mērķis ir sasniegts ar šo bēdu, varmācības un šausmu apli? Tam ir jāvirzās uz kaut kādu mērķi, jo pretējā gadījumā taču pār mūsu pasauli valda nejaušība, kas ir neiedomājami. Bet uz kādu mērķi? Tas, lūk, ir pastāvīgais, mūžīgais jautājums, uz kuru cilvēka saprāts vēl joprojām nav spējis sniegt atbildi.
Arturs Konans Doils (His Last Bow (Sherlock Holmes, #8))
Rastlantıların, sadece rastlantıların söyleyecek bir sözü vardır bize. Gereklilikten doğan, olmasını beklediğimiz, günbegün yinelenen her şey dilsizdir. Sadece rastlantı bir şeyler söyler bize. Onun diyeceklerini çingenelerin kahve falı bakması gibi karineyle çıkarırız. Tomas'ın otelin lokantasında Tereza'nın karşısına çıkıvermesi rastlantının en katışıksız biçimiydi. Orada oturmuş, önündeki açık kitaba dalmış gitmişken birden gözlerini kaldırmış, gülümsemiş ve "Bir konyak lütfen," demişti. O sırada radyoda müzik çalıyordu. Tezgahın arkasına konyak doldurmaya giderken Tereza radyonun sesini açtı. Çalınan Beethoven'di, tanıdı. Praglı bir yaylı sazlar dörtlüsü kentlerine uğradığından bu yana tanıyordu Beethoven'in müziğini. Tereza (onun 'daha yüce bir şeylere' özlem duyduğunu biliyoruz) konsere gitmişti. Konser salonu bomboştu neredeyse. Dinleyici olarak Tereza dışında bir tek eczacıyla karısı vardı. Sahnedeki müzisyen dörtlüsü karşılarında bir dinleyici üçlüsünden başka bir şey bulamamışlardı gerçi, ama konseri iptal etmeme iyiyürekliliğini göstererek Beethoven'in son üç kuartetinden oluşan özel bir konser vermişlerdi. Sonra eczacı, müzisyenleri akşam yemeğine davet etmiş, Tereza'yı da çağırmıştı. O günden sonra, Beethoven öte yakadaki dünyanın, özlemini duyduğu dünyanın imgesi olmuştu kız için. Elinde Tomas'ın konyağıyla tezgahı dönüp çıkarken rastlantının bildirisini çözmeye çalışıyordu; tam yakışıklı bulduğu bir yabancının konyak siparişini yerine getirirken, aynı anda Beethoven'in müziğini duyması nasıl mümkün olabiliyordu? Gereklilik büyülü çözümler tanımaz -bunlar rastlantının işidir. Bir aşk unutulmaz olacaksa eğer, küçük rastlantılar Assissili Francis'in omuzlarına konan minik kuşlar gibi hemen o an kanat çırpa çırpa gökten aşağı doğru süzülmelidir.
Anonymous
YALNIZLIK NEDİR? Yalnızlık sevginin yokluğu değil tamamlayıcısıdır. Yalnızlık birlikteliğin yokluğu değil ruhumuzun bizimle sohbet edecek kadar özgür olduğu ve yaşamımız konusunda karar vermemize yardım ettiği bir andır. Hayatta asla yalnız kalamayan kişiler, kendilerine yabancılaşırlar. Ruhumuzun derinliklerinde keşfedilmeyi bekleyen devasa bir dünya saklıdır. Bana izin vermedikleri için yapmam gerekeni yapamadım diyerek riske girmememizin daha iyi olacağını düşünürüz. Böylesi daha rahattır, daha güvenlidir. Bu insanın kendi yaşamından vazgeçmesi anlamına gelir. Cesaretim yok diyenlere ne mutlu. Çünkü onlar suçun başkalarına ait olmadığını kavramıştır. Hayır demek daima cömertlik eksikliği anlamına gelmez, evet demekse daima bir erdem değildir. Yaşamımızın en önemli anlarında daima yalnızızdır. Sevgi İlahi Varlığa özgüyse yalnızlık da insanlara özgüdür. Yaşamın mucizesini anlayan kişilerin hayatında sevgi ve yalnızlık beraberce huzur içinde yaşayıp giderler.” “HİÇBİR İŞE YARAMIYORUM: Tanrı’nın mucizesinin en büyük alameti yaşamın kendisidir. İşe yaramaya çalışma. Kendin olmaya çalışman yeterlidir ve bir fark yaratır. Yaşamını dikkatle inceleyip ıstırap çektiğin, ter döktüğün ve sevinçle gülümsediğin her bir anı tekrar gözden geçirsen bile başkalarına faydalı olduğun zamanların tam olarak hangileri olduğunu asla bilemezsin. Hiçbir yaşam gereksiz değildir. Yeryüzüne konan her ruhun burada olmasının bir nedeni vardır. Daima yaşamayı arzuladığın şeyleri yaşa. Başkalarını eleştirmekten kaçın ve düşlerine odaklan.
Paulo Coelho (Manuscript Found in Accra)
YALNIZLIK NEDİR? Yalnızlık sevginin yokluğu değil tamamlayıcısıdır. Yalnızlık birlikteliğin yokluğu değil ruhumuzun bizimle sohbet edecek kadar özgür olduğu ve yaşamımız konusunda karar vermemize yardım ettiği bir andır. Hayatta asla yalnız kalamayan kişiler, kendilerine yabancılaşırlar. Ruhumuzun derinliklerinde keşfedilmeyi bekleyen devasa bir dünya saklıdır. Bana izin vermedikleri için yapmam gerekeni yapamadım diyerek riske girmememizin daha iyi olacağını düşünürüz. Böylesi daha rahattır, daha güvenlidir. Bu insanın kendi yaşamından vazgeçmesi anlamına gelir. Cesaretim yok diyenlere ne mutlu. Çünkü onlar suçun başkalarına ait olmadığını kavramıştır. Hayır demek daima cömertlik eksikliği anlamına gelmez, evet demekse daima bir erdem değildir. Yaşamımızın en önemli anlarında daima yalnızızdır. Sevgi İlahi Varlığa özgüyse yalnızlık da insanlara özgüdür. Yaşamın mucizesini anlayan kişilerin hayatında sevgi ve yalnızlık beraberce huzur içinde yaşayıp giderler.” “HİÇBİR İŞE YARAMIYORUM: Tanrı’nın mucizesinin en büyük alameti yaşamın kendisidir. İşe yaramaya çalışma. Kendin olmaya çalışman yeterlidir ve bir fark yaratır. Yaşamını dikkatle inceleyip ıstırap çektiğin, ter döktüğün ve sevinçle gülümsediğin her bir anı tekrar gözden geçirsen bile başkalarına faydalı olduğun zamanların tam olarak hangileri olduğunu asla bilemezsin. Hiçbir yaşam gereksiz değildir. Yeryüzüne konan her ruhun burada olmasının bir nedeni vardır. Daima yaşamayı arzuladığın şeyleri yaşa. Başkalarını eleştirmekten kaçın ve düşlerine odaklan.” “HAYATIMI DEĞİŞTİRMEKTEN HEP KORKTUM: Hayatımızı değiştirmekten korkarız, çünkü onca çabamızın ve fedakarlığımızın ardından, dünyamızı tanıdığımıza kanaat getiririz. Sürprizlerle karşılaşmayacağımızı biliriz. İnanç bize hiçbir anımızda yalnız olmadığımızı gösterir. Dönüşüm gizemi sevmemizi sağlar. Her şey karalara büründüğünde ve terk edildiğimizi hissettiğimizde ruhumuzda meydana gelen dönüşümleri görmekten korkmayacak, geriye bakmayacağız. İleriye bakacağız. Yarın olabileceklerden korkmayacağız, çünkü dün bir güç tarafından kollandık. Bizi kollayan bu VARLIK daima yanımızda olacak. Bizi ıstıraplardan koruyacak. Ya da bize ıstıraplarla onurlu bir biçimde yüzleşmemiz için gereken gücü verecek. GÜZELLİK NEDİR? Dış güzellik iç güzelliğin görünür kısmıdır ve her insanın gözlerindeki parıltıda kendini belli eder. Gözler ruhun aynasıdır ve esrarengiz gibi görünen her şeyi dışarı yansıtır. Gözler ayna vazifesi görür. Kendilerine hayranlıkla bakanların görüntüsünü yansıtır. Dolayısıyla bakan kişi, ruhu karanlık olduğu takdirde baktığı gözde de kendi çirkinliğini görecektir. Şu anda bilgelik denen, yaşamın gizemine saygı göstermek yerine dünyayı tanımlamayı amaçlayan kişilerin paketleyip sunduğu fikir yığınında huzur bulmaktayız. Davranış şablonu yaratma amacında ki kurallar, normlar ve nizamlardan oluşan, gereksiz bir yığın bu.” HANGİ YÖNE GİTMELİYİM? Yaşam da tıpkı güneş gibi her yöne ışık saçar. Ateş yakmak istiyorsak güneş ışınlarının tek bir noktaya düşmesinin sağlamamız gerekir. Ateş İlahi Güçün dünyaya verdiği en büyük sırdır. Bizi ısıtmakla kalmaz, buğdayı da ekmeğe dönüştürür. Gün gelir, hayatımıza yön vermek için içimizdeki bu ateşi belli bir yere odaklamamız gerekir. SEVGİ BENİMLE ASLA KONUŞMAK İSTEMİYOR: Sevginin söylediklerine kulak vermemiz için yanımıza yaklaşmasına izin vermemiz gerekir. Sevgi özgürdür ve sesi, irademizin ya da gayretimizin hakimiyetinde değildir. Sevgi değiştirir, sevgi iyileştirir. Bazen ölümcül tuzaklar kurar ve kollarına atılmaya karar verdiği kişiyi mahveder. Sevgi bir alışveriş değil, bir inanç eylemidir. Sevmeye ihtiyaç duyduğumuz için severiz. Sevmezsek hayatın anlamı kalmaz ve güneş gökte parıldamaz. Yalnızlığın her şeyi yerle bir ettiği anlara göğüs germenin tek yolu sevmeye devam etmektir.
Paulo Coelho (Manuscript Found in Accra)
Að lokum spurði ég konuna að því sem mörgum hefur þótt nokkuð sérkennilegt í þessari sögu, af hverju hún hefði aldrei brotið sér mola af þessum pottbrauðshleif sem hún hélt í hendinni á þessu langa ferðalagi nótt og dag yfir fjöll og firnindi. Svona brauð sem vegur sex pund ætti að endast manni í nesti heila viku eða jafnvel hálfan mánuð, og lengur ef vel er á haldið. Mikið var konan undrandi á þeim fjarstæðum sem gátu runnið upp úr þessu piltkorni; lá við það fyki í hana: maður étur nú líklega ekki það sem manni er trúað fyrir barnið gott. Var þér þá sama hvort þú lifðir eða dóst, bara að brauðið kæmist af, spyr ofangreindur mjólk- og blekberi. Því sem manni er trúað fyrir, því er manni trúað fyrir, segir þá konan. Spurning: Getur maður aldrei orðið of húsbóndahollur? Konan spyr á móti: getur nokkur nokkurntíma verið nokkrum trúr nema sjálfum sér?
Halldór Laxness (Innansveitarkronika (Icelandic Edition))
Að lokum spurði ég konuna að því sem mörgum hefur þótt nokkuð sérkennilegt í þessari sögu, af hverju hún hefði aldrei brotið sér mola af þessum pottbrauðshleif sem hún hélt í hendinni á þessu langa ferðalagi nótt og dag yfir fjöll og firnindi. Svona brauð sem vegur sex pund ætti að endast manni í nesti heila viku eða jafnvel hálfan mánuð, og lengur ef vel er á haldið. Mikið var konan undrandi á þeim fjarstæðum sem gátu runnið upp úr þessu piltkorni; lá við það fyki í hana: maður étur nú líklega ekki það sem manni er trúað fyrir barnið gott. Var þér þá sama hvort þú lifðir eða dóst, bara að brauðið kæmist af, spyr ofangreindur mjólk- og blekberi. Því sem manni er trúað fyrir, því er manni trúað fyrir, segir þá konan. Spurning: Getur maður aldrei orðið of húsbóndahollur? Konan spyr á móti: getur nokkur nokkurntíma verið nokkrum trúr nema sjálfum sér? Varðstu samt
Halldór Laxness (Innansveitarkronika (Icelandic Edition))
Storytelling and wine have more in common than just being obsessions of mine.
Ddair Spencer
Anglo-Amerikan çelişmeli hukuk sisteminde, aksi ispatlanmadıkça sanığın suçsuz olduğu varsayılır ve suçu ispat sorumluluğu suçlayana düşer. Psikiyatrik-tahkike dayalı [engizisyonel] “tıp” sistemindeyse, bu ilişki tersinedir: Akıl hastalığı tanısı konan kişi aksi ispatlanmadıkça deli varsayılır ve deliliğin aksini ispatlama sorumluluğu “deli” olarak töhmet altında bırakılan (genellikle aciz durumdaki) bireye düşer.
Thomas Szasz
Bütün fotoğraflar, altlarına eklenen yazılar ya da üstlerine konan başlıklarla açıklanmayı veya çarpıtılmayı beklerler. Son dönemdeki Balkan savaşlarının ilk aşamalarında Sırplarla Hırvatlar savaşırken, bir köyün topa tutulmasıyla öldürülen aynı çocukların fotoğrafları hem Sırpların hem de Hırvatların propaganda dosyaları içinde yer almıştır. Yazısını değiştirirseniz, çocukların ölümü kolaylıkla yeniden ve yeniden kullanılabilme özelliğine sahiptir.
Susan Sontag (Regarding the Pain of Others)
Eğer bir miras, mirasa konan kişi tarafından hiçbir şekilde hak edilmemişse, bu gerçek bir hırsızlık ve büyük bir adaletsizliktir!
Mehmet Murat ildan