Ikram Quotes

We've searched our database for all the quotes and captions related to Ikram. Here they are! All 44 of them:

Sebagian orang berharap dapat menikah dengan laki-laki yang mereka cintai. Doaku sedikit berbeda: Aku dengan rendah hati memohon kepada Tuhan agar aku mencintai laki-laki yang aku nikahi.
Ikram Abidi (Cinta yang Terlambat)
Sebagian orang berharap dapat menikah denagn laki-laki yang mereka cintai. Doaku sedikit berbeda: Aku dengan rendah hati memohon kepada Tuhan agar aku mencintai laki-laki yang aku nikahi
Ikram Abidi (Cinta yang Terlambat)
Esperándote Bajo la lluvia de la noche del sábado, apoyada en la farola, te estaba esperando. Por ninguna parte apareciste, ni texto, ni mensaje me enviaste. Me quedé allí, plantada,
Ikrame Selkani (Por la senda de las palabras)
Family love is so big and immense, and sometimes we do not know what we have till we lose it. There is a proverb which says: when you haven t what you like, you should like what you have .
Ikrame Selkani (My Dear Ones... Underground)
La vida no es ni siempre rosa como canta Edith Piaf, ni negra y oscura como pintan los pesimistas, sino un arco iris mezclado de diferentes colores. Lo importante es disfrutar. Ikrame SELKANI
Ikrame Selkani (Por la senda de las palabras)
I would like to imagine my life next to you, having fun and laughing at so many things, discovering new places, new people, new cultures, well, doing these kind of things mutually, enjoy spending time together.
Ikrame Selkani (My Dear Ones... Underground)
Death is like a broken jar that you re trying to fix over and over again but it s not doable at all because the people who pass away can t come back, but they taught us love, admiration and joy that will last forever in our hearts.
Ikrame Selkani (My Dear Ones... Underground)
Quoique tu fasses dans la vie, essaye toujours de l’apprécier et ne regrette jamais ton passé.
Ikrame Selkani (Une goutte d'espoir dans un océan de doutes)
La mort vient assez tôt sans qu'on l'aille chercher. Épitre - Urbain Chevreau
Ikrame Selkani (Une goutte d'espoir dans un océan de doutes)
Il existe des dates éternellement marquantes et irréprochablement perpétuées à travers les cycles, les époques où l’intervalle du temps qui commence et ne finit jamais.
Ikrame Selkani (Une goutte d'espoir dans un océan de doutes)
A lo largo del tiempo Estamos viajando con nuestra mente, Recordamos con alegría, o con pena, un pasado cercano o lejano. Al futuro le tenemos miedo, sin saber porqué. .......
Ikrame Selkani (Por la senda de las palabras)
Había un hombre que un día dijo una frase magnifica que dice: “Si no te quieres a ti mismo, no esperes que los demás te quieran”.
Ikrame Selkani (Por la senda de las palabras)
«Je n’utilise aucun appareil pour me réveiller le matin, c’est mon horloge biologique qui s’en charge. J’ai appris à faire 25confiance à mon corps, comme à moi-même, et je suis très bien dans ma peau»
Ikrame Selkani (Il était une fois Émilie…)
Hasan şevket'in dostu anlatıyordu: -ben allah diyorum siz tabiat diyiniz bir müntekim bir manevi kuvvet var beyim ah ü enin ile kuruldu avrupa ah ü enin ile yıkılıyor harcı gözyaşıyla yuğrulan yapıdan hayır gelmez zalim babanın evladı çeker. bir maneviyat var ben allah diyorum, beyim siz, tabiat deyiniz. hasan şevket sözünü kesti dostunun: - ben ne allah diyorum ne maneviyat ne tabiat ben hiçbir şey demiyorum. şu tabakta bir dilim beyaz peynir var ben onu bile yemiyorum yiyemiyorum yani... ikinci dilime çıkışmıyor param ne zalimdi ne de derebeyiydi babam avrupa'nın yıkılması da umrumda değil biz de beraber yıkılalım bir an evvel biz de beraber. söyleyecek ne kadar güzel sözlerim vardı insanlara bana hiçbirini söyletmediler hep aynı bokun soyudur en kötünüz, en iyiniz bir tek dilim peynirimi size ikram ediyorum buyrun yiyiniz.
Nâzım Hikmet (Nazim Hikmet)
Quand le doute s’incruste, l’insomnie éclate de nulle part, invitant avec elle un bouleversement de pensées et une tornade d’inquiétudes, ce qui se répercute par une problématique mystérieuse ingérable du cerveau.
Ikrame Selkani (Une goutte d'espoir dans un océan de doutes)
Demka açık fikirli bir çocuktu; dinin kişiyi uyuşturan bir inanış olduğunu, yalnızca kötü kişilerin yararlanabileceği gerici bir öğretim niteliği taşıdığını kesinlikle, açıkça anlamıştı. Din yüzünden bazı bölgelerdeki işçiler sömürülmekten kurtulamıyorlardı. Oysa dinle ilişkilerini keser kesmez silahlara sarılıyor özgürlüklerine kavuşuyorlardı. Bu yüzden, gülünç takvimi, her cümlede Allah sözcüğü, bu uğursuz hastanede bile eksik etmediği kaygısız gülümsemesi ve ona ikram ettiği böreğiyle Stefa teyze gerici bir insandı.
Aleksandr Solzhenitsyn (Cancer Ward)
Six heures s'écoulèrent comme un coup de vent, dans cette chambre où il se retrouvait, seul, face à ses toiles et à une musique qui ne le dérangeait même pas, malgré le volume de la chaîne Hi-fi tourné au maximum. Un petit instant de silence se marqua vu que le CD de musique s’arrêta.
Ikrame Selkani (Il était une fois Émilie…)
Émilie partit faire un tour avec sa meilleure amie Vanessa dans les bois. En pleine discussion entre filles, Émilie ne prêta aucune attention au danger qu’elle courait dans cette zone déserte jusqu’au moment où elle poussa un cri époustouflant ne laissant aucun de ses camarades indifférent: un scorpion l'avait piqué!
Ikrame Selkani (Il était une fois Émilie…)
bu meselelerde 'acele' denecek kadar seri hareket etmenin lüzumuna dikkat çekmişlerdir: Misâfir gelir gelmez ona yemek ikram etme, bir günahın ardından hemen tevbe kurnasına koşup af dilenme, özellikle farz namazları vaktinde ikâme etme, çocuklara dinî bilgileri güzelce öğretme, zamanı gelince de onları geciktirmeden evlendirme ve bir de cenaze namazını çabucak kılarak vefat eden insanı bir an önce defnetme konularında acele etmenin makbul ve daha faziletli olduğunu bildirmişlerdir.
Anonymous
Abdullah b. Rezîn anlatıyor: Kurban Bayramı’nda Hazreti Ali’yi ziyarete gitmiştim. Bize, paça çorbası ikram etti. Dedik ki: “Allah seni ıslah etsin, şu kazı kesip de bize ikram etsen olmaz mıydı? Çünkü, Allah sana pek çok mal ihsan etmiştir.” Hazreti Ali: “Bak İbn Rezîn, ben Allah Resûlünün şöyle dediğini işittim: “Halifenin beytülmalden hakkı iki kap yemektir. Bir kabını kendisi ve ailesi yer, diğerini de konuklarına ikram eder.
Anonymous
Şönfelt Teyze, bir gün annemle birlikte beni de akşam çayına çağırdı. Evde kendi yaptığı yuvarlak bir çikolatalı pastayı çıkardı. Dilimler kesti. İkram etti. Pasta diye bir şeyin (hem de çikolatalısının) var olduğunu yeniden hatırladım. Önümdeki dilimleri hemen bitirdim, ikincisi ikram edildiğinde de hiç nazlanmadım. Pastanın çikolata dahil olmak üzere ham maddeleri, Türkiye'deki "Resmi Alman"lara herhalde yurt dışından geliyordu. Herhalde Alman Büyükelçiliği'nin aracılığıyla... Almanya savaş içindeydi, orada da vesika usulü vardı ama, belli ki, yurt dışındaki görevlilerine o gibi imkanlar sağlanıyordu. Bu, "ele güne karşı" Alman halkının savaşa rağmen rahat yaşadığı izlenimini veriyordu. Sayfa: 222
Altan Öymen (Bir Dönem Bir Çocuk)
Ancak, yediklerinin içtiklerinin helal olması konusunda dikkatlidir. Domuz eti yemez ama deve, yaban mandası, keklik, turaç, sülün, ahu, yılan balığı gibi etleri yediğini belirtir. Sudan’da zürafa kebabı ikram edildiğinde ‘’İnşallah helaldir’’ diyerek yemiş ve çok beğenmiştir.
Şükrü Halûk Akalın (Seyyâh-ı Âlem Evliya Çelebi)
-Bizim bayrağımızı Kabil’de dalgalandıran kadınefendi sen misin? -Benim baba! Dedim. Adam gülümsedi. Dedi ki: -Ben çobanım ve Afganistan’da yaşayan bir Özbek’im. Geldim ki seni kaval çalarak uyandırayım ve sana koyunlarımdan sağıp getirdiğim sütten ikram edeyim. Türk’ün bayrağı Anadolu’da dalgalandığı müddetçe, biz burada bitmeyeceğiz ve yitmeyeceğiz.
Yavuz Bülent Bakiler (Sözün Doğrusu 2)
Kaliforniya’yı son ziyaretimde Slovenyalı sigara tiryakisi bir arkadaşımla bir profesörün ev partisine katıldım. Geç saatlere doğru arkadaşım artık yerinde duramamaya başlamıştı, ev sahibine kibarca sigara için verandaya çıkıp çıkamayacağını sordu. Ev sahibi (aynı kibarlıkta) hayır dedi, bunun üzerine arkadaşım sokağa çıkmak istediğini söylese de ev sahibi bunu da reddetti, öyle uluorta sigara içilmesi komşular nezdinde statüsünü yaralayacaktı... Fakat beni esas şaşırtan şey ev sahibinin yemekten sonra ikram ettiği hafif uyuşturucunun bir sorun olmamasıydı – sanki uyuşturucu, sigaradan daha az tehlikeliymiş gibi. Günümüz tüketim toplumunun çıkmazı, haz ile keyif arasındaki Lacancı ayrıma güzel bir örnek: Lacan’ın jouissance dediği şey, haz olmaktan öte ölümcül bir fazlalıktır; haz ilkesinin ötesinde yer alır. Başka deyişle, plus-de-jouir (artı– ya da aşırı-keyif) terimi laf kalabalığıdır; çünkü keyif, tanımı gereği, zaten aşırıdır ve belli bir ölçüye tabi olan hazzın aksine kendi içinde bir fazlalık değerine sahiptir. Dolayısıyla iki uç noktayla karşı karşıyayız: Bir tarafta, zarar görmekten kaçınmak ve eğlenceyi sürdürmek için aldığı hazzı dikkatle hesaplayan entelektüel hedonist; diğer tarafta, keyfin o ölesiye aşırılığı içerisinde kendi varlığını tüketmeye hazır bir jouisseur – yani, halk diliyle söylersek, bir tarafta her türlü rahatsızlıktan ve diğer sağlık tehditlerinden iyi korunan, aldığı hazları hesaplayan tüketici; diğer tarafta, kendi-yıkımını hazırlayan uyuşturucu bağımlısı (ya da sigara tiryakisi ya da ...). Keyif hiçbir işe yaramaz, çağdaş hedonist-faydacı ve “hoşgörülü” toplumun gösterdiği muazzam çaba, bu açıklanamaz/hesap edilemez fazlalığı açıklanabilir/hesap edilebilir alana dahil etmektir.
Slavoj Žižek
Through the clouds, I saw the lights of Dacca city. Home was now less than a heartbeat away. But was it really home or another transit stop until I reached West Pakistan soil?
Ikram Sehgal (Escape from Oblivion: The Story of a Pakistani Prisoner of War in India)
He was viscerally opposed to the Bengalis. I find such sentiments even today. It is incongruous to consider someone you want as an equal partner, at least in theory if not in practice, to fall in line and function as a second class citizen. When I asked him how he expected the majority of the population to accept the rule of the minority, he said some things were ordainded to be and that it was the fate of inferiors to be subservient to the superiors. It was clear that Col. Mujeeb was racially motivated. With such views prevailing even among the intelligentsia, how could one hope for the two Wings to remain united. It was clear that my Pakistan was dead.
Ikram Sehgal (Escape from Oblivion: The Story of a Pakistani Prisoner of War in India)
[Malhotra] then began with the business of the day, remarking that since time immemorial India had tried to be a friendly neighbour to Pakistan. That qualifies as the single most untrue statement made in one breath that I had ever heard in my life.
Ikram Sehgal (Escape from Oblivion: The Story of a Pakistani Prisoner of War in India)
Sen hayatı ne sanıyorsun? (Henüz hayat mücadelesinin içinde olmadığını söylemeye kalkma sakın!) İnsanı hazır mutlulukların beklediği bir gülbahçesi mi? Ne gezer! Hayat, sevildiği, seçildiği için gelinen, mutlu olunan yer değildir. Hayat, bir ikram değildir. Hayat insanın, bireysel yaşamını yaşayabilmek için ihtiyacı olan haklarını sürekli savunmak zorunda kalarak ama hiçbir zaman onları elde edemeyerek her gün kendini yok ettiği bir tiyatro sahnesidir. Hayat, boşuna olduğunu ta başından bildiğin bir mücadeledir. Hayat mücadelesinin, kendi kendin olabilmek mücadelesinin ne kadar acımasız olduğunu asla bilemezsin. Bu mücadelede benliğini nasıl parça parça kaybettiğini asla hayal edemezsin.
Ömer Baytaş (Proxima Centauri)
All about Yoga Beauty Health.Yoga is a gathering of physical, mental, and otherworldly practices or teaches which started in antiquated India. There is a wide assortment of Yoga schools, practices, and objectives in Hinduism, Buddhism, and Jainism. Among the most surely understood sorts of yoga are Hatha yoga and Rāja yoga. The birthplaces of yoga have been theorized to go back to pre-Vedic Indian conventions; it is said in the Rigveda however in all probability created around the 6th and fifth hundreds of years BCE,in antiquated India's parsimonious and śramaṇa developments. The order of most punctual writings depicting yoga-practices is indistinct, varyingly credited to Hindu Upanishads. The Yoga Sutras of Patanjali date from the main portion of the first thousand years CE, however just picked up noticeable quality in the West in the twentieth century. Hatha yoga writings risen around the eleventh century with sources in tantra Yoga masters from India later acquainted yoga with the west after the accomplishment of Swami Vivekananda in the late nineteenth and mid twentieth century. In the 1980s, yoga wound up noticeably well known as an arrangement of physical exercise over the Western world.Yoga in Indian conventions, be that as it may, is more than physical exercise; it has a reflective and otherworldly center. One of the six noteworthy standard schools of Hinduism is likewise called Yoga, which has its own epistemology and transcendentalism, and is firmly identified with Hindu Samkhya reasoning. Beauty is a normal for a creature, thought, protest, individual or place that gives a perceptual ordeal of delight or fulfillment. Magnificence is examined as a major aspect of style, culture, social brain research, theory and human science. A "perfect delight" is an element which is respected, or has includes broadly ascribed to excellence in a specific culture, for flawlessness. Grotesqueness is thought to be the inverse of excellence. The experience of "magnificence" regularly includes a translation of some substance as being in adjust and amicability with nature, which may prompt sentiments of fascination and passionate prosperity. Since this can be a subjective ordeal, it is frequently said that "excellence is entirely subjective. Health is the level of practical and metabolic proficiency of a living being. In people it is the capacity of people or groups to adjust and self-oversee when confronting physical, mental, mental and social changes with condition. The World Health Organization (WHO) characterized wellbeing in its more extensive sense in its 1948 constitution as "a condition of finish physical, mental, and social prosperity and not simply the nonappearance of sickness or ailment. This definition has been liable to contention, specifically as lacking operational esteem, the uncertainty in creating durable wellbeing procedures, and on account of the issue made by utilization of "finish". Different definitions have been proposed, among which a current definition that associates wellbeing and individual fulfillment. Order frameworks, for example, the WHO Family of International Classifications, including the International Classification of Functioning, Disability and Health (ICF) and the International Classification of Diseases (ICD), are usually used to characterize and measure the parts of wellbeing. yogabeautyhealth.com
Ikram
çocukluğumda yalıkavak'ta ve birçok ege köyünde çetimek yoğması için bir geniş, düz taş; üzerinde de silindire benzer ağır, bir kişinin yerinden kaldıramayacağı büyükçe bir taş bulunurdu. ancak her iki kişi kovasına, sepetine, heybesine çetimek (çitlenbik, yabani antep fıstığı, menengiç meyvesi) ve onun iki üç katı da kuru bardacık doldurur digerdi çetimek yoğması yapmaya. önce çitlenbik taşa yayılır, bir kişi onları demir yaslaç ile geri itip çeker mütemadiyen. çıtırtılar arasında ve çok güzel bir koku çıkartarak kırılır, ezilir yağlı taneler sert kabuklarına rağmen. sonra iyi ezildiklerinde kuru incirler de atılır ve başta zor da olsa birlikte ezilmeye devam edilir çukulatamız. en sonunda bir saatlik bir uğraşla simsiyah, yağı, şekeri, tadı ve cazibesiyle çetimek yoğması dediğimiz harika çukulata ortaya çıkar ikram edilmek, yenmek, saklanmak üzere. ilk çukulatayı tattığımda hiç beğenmemişim, çetimek yuğmasının kötü bir taklidi gibi gelmişti bana.
Victor Ananias (Yaşam Dönüşümdür)
Ya Dhal Jalali wal ‘Ikram is recommended as a useful practice for all who are out of balance in relation to strength and its proper use. It is similarly effective when people may not be able to set appropriate personal boundaries, as a result of being out of balance in the sphere of generosity.
Wali Ali Meyer (Physicians of the Heart: A Sufi View of the Ninety-Nine Names of Allah)
Where there's a will there are 500 relatives
Ikram Abidi (Hijab Wali ...the veiled girl)
Never Love Someone Over Your Nerves! And You Can't even Help it Happening
Nida Ikram
You prefer the tide and the waves, the unclouded and sunny days with hot weather….
Ikrame Selkani (Don't skip my memory)
Drinking a cool juice under a starry night sky, where the immense universe seems so vast and infinite, listening to calm music, reposeful harmonized melody…
Ikrame Selkani (Don't skip my memory)
The world is like an enormous wave that would demolish you in a few minutes if you do not pay enough attention.
Ikrame Selkani (Don't skip my memory)
You should understand that not everything in our destiny is as shining and sparkling as a priceless jewel.
Ikrame Selkani (Don't skip my memory)
I was astonished the first time I figured out that everything in life is so temporary and short-term.
Ikrame Selkani (Don't skip my memory)
Twenty years from now you will be more disappointed by the things that you didn’t do than by the ones you did do. So, throw off the bowlines. Sail away from the safe harbor. Catch the trade winds in your sails. Explore. Dream. Discover.” Mark Twain
Ikrame Selkani
The syrupy taste is very different from one person to another; dealing with family, the syrupy taste is completely particular. The succulent taste with others is like sugar, but with family, it’s like honey.
Ikrame Selkani
The only real things in life are the unexpected things. Everything else is just an illusion. Watkin Tudor Jones
Ikrame Selkani
Life is not always pink as Edith Piaf sings, nor black and dark as the pessimists paint it, but a rainbow of different colors.
Ikrame Selkani (Don't skip my memory)
YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN İSTANBUL İstanbul izledi bizi Sana vapurda çay ikram etti Beni iskelede titretti. İstanbul gizledi bizi Seni Galata’dakine, beni de Denizin ortasındaki kuleye hapsetti. İstanbul gezdirdi bizi Martılar adaların selamını iletti Ortaköy’de güneş sessizce eğildi. İstanbul incitti bizi Biran cehennem buz kesti Evsizlerin ateşi onu da eritti. İstanbul sevdi bizi Sade kahve kadar yalnız bu şehir Şiir misali, bize aşkı ezberletti. İstanbul özledi bizi Tüm sahipsiz âşıklar burada Kendilerini evde hissetti.
Tarık Alptekin (Âlem Olan Kelimeler (Turkish Edition))
Eğer bir köylü kirli elleriyle sana bir meyve ikram ederse onu sonsuz bir şükranla al, çünkü onun elleri senin mutluluğun için kirlendi!
Mehmet Murat ildan