Brief Einer Unbekannten Quotes

Mais je t'attendais, je t'attendais, je t'attendais comme mon destin...

İnsanların arasında yalnız olmaktan daha korkunç bir şey yoktur.

Do not be afraid of my words: a dead woman wants nothing more, she wants neither love nor pity nor consolation.

Sana bunu anlatmak istedim, çünkü senin, beni hiç tanımayan senin, bir yaşamın nasıl sana bağlandığını ve kaybolduğunu nihayet kavramaya başlamanı istedim.

იმდენი ვიოცნებე,რომ, თუ შეიძლება ასე ითქვას ოცნება გადავცვითე...

Nun erst lebte die Stadt, die mich so fremd, so sinnlos umbraust hatte, nun erst lebte ich wieder, das ich Dich nahe ahnte, Dich, meinen ewigen Traum.

تلك النكبة التي رافقتني طوال حياتي وسوف ترافقني في مماتي أن أظل نكرة

Kadınlar genel olarak, içlerindeki kendini verme arzusu ne kadar yakıcı olursa olsun, bu hazır oluş durumunu inkar etmek, ürkmüş gibi yapmak veya yalanlar, yeminler ve vaatler aracılığıyla önce yatıştırılması gereken bir öfkeyi oynamak alışkanlığındadırlar.

No hay nada más terrible que estar sola cuando estás rodeada de gente.

O anda sana âşık olmuştum. Biliyorum çevrendeki kadınlar sana, şımartılmış olan sana bu sözcükleri sıkça söylemiştir. Fakat inan bana hiç kimse seni benim o zamanlar olduğum ve hep öyle kaldığım halimle ve hep seveceğim şekilde, köle gibi, sadık bir köpek gibi, kol kanat gererek sevmemiştir.

Nur einsame Kinder können ganz ihre Leidenschaft zusammenhalten: die anderen zerschwätzen ihr Gefühl in Geselligkeit, schleifen es ab in Vertraulichkeiten, sie haben von Liebe viel gehört und gelesen und wissen, daß sie ein gemeinsames Schicksal ist.

Du warst mir- wie soll ich es Dir sagen? jeder einzelne Vergleich ist zu gering- Du warst eben alles, mein ganzes Leben.

Alles existierte nur insofern, als es Bezug hatte auf Dich, alles in meiner Existenz hatte nur Sinn, wenn es mit Dir verbunden war.

Ölmem sana acı verecek olsaydı eğer, o zaman ölmezdim.

... Geburtstag ist ja Tag, wo man an sich denkt. (... Çünkü doğum günü, insanın kendi üzerinde düşündüğü bir gündür.)

... bir tel gibi gergindim ve varlığının ona her dokunuşuyla tınlıyordum.

— üzerimdeki okul kıyafetleriyle yerimden doğruldum ve sana geldim. Gelmedim; kasılmış bacaklarım, titreyen eklemlerimle kapına mıknatısla çekildim.

— senden başka hiçbir şey düşünemiyordum, seni görmek, seni bir kez daha görmek ve sana sarılmak istiyordum. Bütün gece, bütün o korkunç gece boyunca seni bekledim sevgilim.

Sadece yukarı ve yukarı baktım; orada ışık vardı, orada ev vardı, orada sen vardın, orası benim dünyamdı.

Şimdi bile onları gözyaşı dökmeden düşünemiyorum ama artık gözlerimde yaş da kalmadı.

ვიცი,რომ ქალები,მაშინაც კი ,როცა დანებების სურვილით იწვიან,ჩვეულებრივად თავს იკანუნებენ,თითქოს შეეშინდათ ან აღშფოთდნენო,იციან,რომ ეს უარი დაძნეული იქნება მუდარით,სიცრუით, ფიცითა და დაპირებებით...

Ich weiß, Frauen haben Dir, dem Verwöhnten, oft dieses Wort gesagt. Aber glaube mir, niemand hat Dich so sklavisch, so hündisch, so hingebungsvoll geliebt wie dieses Wesen, das ich war und das ich für Dich immer geblieben bin.

Arkadaşlar beni teselli edecekler ve bana bazı sözler söyleyecekler; sözler, sözler; ama kelimeler bana nasıl yardım edebilir ki? Biliyorum, yine yalnız kalmak zorundayım. Ve insanlar arasında yalnız kalmaktan daha korkuncu yoktur.

Denn nichts auf Erden gleicht der unbemerkten Liebe eines Kindes aus dem Dunkel, weil sie so hoffnungslos, so dienend, so unterwürfig, so laurend und leidenschaftlich ist, wie niemals die begehrende und unbewußt doch fordernde Liebe einer erwachsenen Frau.

Daima senin etrafındaydım, daima gergin ve hareketliydim; ama sen bunu, cebinde taşıdığın ve karanlıkta sabırla saatlerini sayan ve duyulmayan kalp atışlarıyla sana eşlik eden ve milyonlarca tıkırtılı saniyesinden sadece bir tanesine aceleci bakışlarla baktığın saat zembereğini hissettiğin kadar hissettin.

Bir gün çocuksu bir gururla —belki de hâlâ o gururla hareket ediyorumdur— evinin önüne gelmedim; fakat inat ve isyanla dolu o boş akşam ne korkunçtu. Ertesi akşam tekrar evinin önünde gururu kırılmış bir şekilde duruyor, bütün kaderim boyunca bana kapalı olan yaşamının önünde yaptığım gibi bekliyor, bekliyordum.

Fakat bu çocuk benim her şeyimdi, sendendi, yeni bir sen, ama aynı zamanda artık sen değildi de; mutlu, kaygısız olan ve yanımda alıkoyamayacağım sen değildi o, aksine —öyle hayal ediyordum— sonsuza dek bana verilmiş sendi, aşkıma tutsak, bana bağımlı olan sendi o. Şimdi nihayet seni elde etmiştim, seni, yaşamının geliştiğini damarlarımda hissedebilirdim, seni yedirebilir, içirebilir ve içimden geldikçe seni okşayabilir, öpebilirdim. Anlıyor musun sevgilim, senden çocuğum olacağını bildiğim için mutluydum, yeni sen artık benden daha fazla kaçamayacaktı.