Param Quotes

We've searched our database for all the quotes and captions related to Param. Here they are! All 63 of them:

Every great achievement has a small beginning
Samarpan (Param)
There is no shortcut to success
Samarpan (Param)
O sol é como um bailarino no palco. Todos os dias ele nos apresenta o mais lindo espetáculo. Mesmo assim, poucos param para ver e aplaudir.
Samanta Holtz (Quero ser Beth Levitt)
Venho eu de um sítio onde a peste não se acolhe porque nem os mortos já lá param.
José Cardoso Pires (O Render dos Heróis)
Mas a vida seguia porque, mesmo quando se ama errado, ainda temos de viver. O amor não impedia a vida. Continua-se porque os carros não param, homens e mulheres se levantam e vão trabalhar. Todos os dias. Segue-se, não por bravura ou altivez, mas porque simplesmente não há o que fazer. E não há aí nenhum ensinamento ou lição a aprender. A não ser domar a tristeza e aceitar conviver com ela.
Jeferson Tenório (O avesso da pele)
Sou totalmente a favor do consolo. Se eles simplesmente parassem nisso, mas nunca param. As pessoas sempre decidem ue todos os outros também precisam de consolo e é melhor que seja sua versão do consolo. E, caso não seja, geralmente provam sua tese com a ponta de uma espada ou o cano de uma arma".
Melinda M. Snodgrass (Down These Strange Streets)
When the mind is not spoilt, the speech is not spoilt, the conduct is not spoilt, that is absolute humility [param vinaya].
Dada Bhagwan (Simple & Effective Science for Self Realization)
As coisas que quero lembrar, não consigo, e as coisas que faço de tudo para esquecer não param de voltar à minha memória.
Paula Hawkins (Into the Water)
I am struck by a fascinating thought. Soldiers don’t die when bullets pierce their hearts and heads through their olive green shirts and woollen balaclavas. They don’t die when they fall before an enemy onslaught, or even when they get buried in trenches, staining the earth with their warm crimson blood. It is only when we forget their acts of bravery that soldiers die.
Rachna Bisht Rawat (The Brave: Param Vir Chakra Stories)
The entire path of the Vitraag Lords (the enlightened one) is one of humility (vinaya). The practice of humility (vinaya dharma) begins from Hindustan (India). There are endless practices of humility, starting from putting two hands together (in the gesture of Namaste) to prostrating. And ultimately when one attains absolute humility (param vinaya), he attains moksha (ultimate liberation).
Dada Bhagwan
What is absolute humility (param vinaya)? It is on the one who has not disrespected anyone in the slightest! Absolute humility lies where there is no dispute, no difference of opinion or any law. Law is bondage.
Dada Bhagwan
Universal Infinite Reality surpasses everything you will think of or imagine. Universal Infinite Reality; The Divine I Am Presence that you are; exists just prior to, and beyond all thinking or imagining. The Universal Infinite Reality is the Realm of Being. The Great Light and Love Realm Awaits you Beyond Beloved Enter the Gateway Just here, in the Now. Gate Gate Param Gate Parasam Gate Bodhi Svaha Namaste ~ Sri Leland Lewis
Leland Lewis
Atraídos por uma irresistível corrente, chegam das tempestades e calmarias do mar, do seu silêncio e solidão, para o ponto de ancoragem que lhes é atribuído. Os motores param; as velas são recolhidas; e, de súbito, as ostentosas chaminés e os altos mastros exibem-se desajeitadamente contra uma fileira de casas de operários, contra as paredes negras de enormes armazéns. Uma curiosa mudança então ocorre. Os navios não têm mais a perspectiva adequada de mar e céu por trás deles, assim como já não dispõem do espaço apropriado para esticar os membros. Jazem ali cativos, amarrados em terra firme como criaturas aladas atadas pela perna ao pairarem nas alturas.
Virginia Woolf (The London Scene: Six Essays on London Life)
Mas ainda assim as pessoas dizem que a maior parte dos problemas que a Terra vem enfrentando é, mais ou menos, devido ao aquecimento global. Quando as vendas de roupas caem, quando toneladas de madeira flutuante param na praia, quando há inundações e secas, quando os preços ao consumidor vão lá em cima, a culpa é quase toda do aquecimento global.
Haruki Murakami (What I Talk About When I Talk About Running)
I hate vodka. It is the second worst thing to have come out of Russia, after communism - which isn't Russian anyway, Karl Marx was Russian.
Param Vyas
Hasan şevket'in dostu anlatıyordu: -ben allah diyorum siz tabiat diyiniz bir müntekim bir manevi kuvvet var beyim ah ü enin ile kuruldu avrupa ah ü enin ile yıkılıyor harcı gözyaşıyla yuğrulan yapıdan hayır gelmez zalim babanın evladı çeker. bir maneviyat var ben allah diyorum, beyim siz, tabiat deyiniz. hasan şevket sözünü kesti dostunun: - ben ne allah diyorum ne maneviyat ne tabiat ben hiçbir şey demiyorum. şu tabakta bir dilim beyaz peynir var ben onu bile yemiyorum yiyemiyorum yani... ikinci dilime çıkışmıyor param ne zalimdi ne de derebeyiydi babam avrupa'nın yıkılması da umrumda değil biz de beraber yıkılalım bir an evvel biz de beraber. söyleyecek ne kadar güzel sözlerim vardı insanlara bana hiçbirini söyletmediler hep aynı bokun soyudur en kötünüz, en iyiniz bir tek dilim peynirimi size ikram ediyorum buyrun yiyiniz.
Nâzım Hikmet (Nazim Hikmet)
O kitaplar yazılmıştı.. ..O kitaplar yazılmıştı! O zaman beni aç bırakan, evini yasak eden ve düzenli bir işe girmiyorum diye lanetleyen siz, şimdi karnımı doyuruyorsunuz. Halbuki eserlerimin hepsi o zaman yazıldı. Şimdi sizin aklınızda, benimse ağzımda evirip çevirdiğim, ama hiçbirimizin asla dile getirmediği bu düşünceler yerine ne söylesem saygıyla dikkat kesiliyorsunuz. Ağzımı açıp gözümü yumsam, suratınıza karşı topunuz çürümüşsünüz; içiniz yolsuzlukla, hırsızlıkla, rüşvetle dolu diye konuşsam öfkeden kudurmak yerine kem kem edip isabet buyurdunuz dersiniz. Neden? Çünkü ünlüyüm, çok param var. Martin Eden olduğum, iyi biri olduğum ve salak sayılmayacak biri olduğum için değil. Size desem ki gökteki ay bir kalıp peynirdir, hemen bu fikrin müridi olursunuz, olmasanız da reddetmezsiniz, çünkü benim dağlar kadar dolarım var. Hem de hepsini uzun zaman önce kazandım, çünkü eserlerimi yazmıştım; tam da ne zaman, size diyeyim, ayağınızın altındaki toz gibi üzerime tükürdüğünüz zaman.
Jack London (Martin Eden)
Maj Thapa rose to the rank of Lieutenant Colonel and served till he retired. He continued to attend almost all the Republic Day parades from 1964 to 2004. Sick and undergoing dialysis for kidney failure in Delhi, Lt Col Thapa would slip in and out of consciousness in his last year. Poornima, who was taking care of him, pleaded with him to not attend the parade that year, but he refused gently yet firmly. ‘When I wear my uniform and go for the parade, I represent my soldiers; those men who fought a war with me. I cannot let them down,’ he told her. Though he could hardly stand for long or even stay alert, he put on his uniform, pinned on his PVC, tilted his Gorkha hat at the perfect angle and went for the parade, remembers Poornima. Through sheer willpower, he managed to stand in the jeep till he had saluted the President. After that, he sat down. That would be the last Republic Day parade he would attend. On 5 September 2005, Lt Col Thapa died of kidney failure. He was 77 years old.
Rachna Bisht Rawat (The Brave: Param Vir Chakra Stories)
Não se dá uma rosa em pagamento de uma dívida. Nunca as esperanças são devedoras, antes, são credoras. Há esperanças que esperam, e esperanças que não esperam, senão por obséquio, até tal hora, à porta de tal banco. Há esperanças terríveis que não param e exigem que as acompanhemos, lestos, em todas as procuras que realizam, embora nos magoem músculos e ossos de tanto andar, à hora em que o mundo se faz pequeno, por demais pequeno, pra caber nele as nossas divergências e exigências, e ainda um elefante.
Cassiano Ricardo (Antologia Poética)
Não consigo me expressar bem - afirmou Naoko. - E tem sido sempre assim nos últimos tempos. Tento dizer alguma coisa, mas só me ocorrem as palavras erradas. Palavras erradas ou opostas ao que quero dizer. E quando eu tento corrigir o que disse, cometo erros, as coisas ficam mais confusas, e acabo então sem saber mais o que pretendia dizer no início. Sinto como se meu corpo se repartisse em dois, com as duas metades brincando de pega-pega. Bem no meio existe um poste bem grosso, ao redor do qual elas não param de dar voltas se perseguindo. Nunca consigo alcançar a outra metade de mim que sempre tem a palavra certa.
Haruki Murakami (Norwegian Wood)
Kadının ne söylediğini çok merak ettim. Ama verecek param yoktu. Sonra bir mucize oldu ve kalabalıkta annemi gördüm. Kucağında pet şişesi, ayağında spor ayakkabıları, bir elinde de kereviz sapıyla duvar kenarında dikiliyordu. Annemin yanına gittim. Beni fark etmedi bile. Cep telefonunu çıkarttı ve internetten videolar izlemeye başladı. Videoda benim yaşlarımda çocuklar dans ediyordu. Annem de onlara bakıyor ve "Ne kadar tatlılar yaaa..." deyip duruyordu. Eteğinden çekeleyerek "Annne, annne!" diyordum ama beni görmüyordu bile. Kendi çocuğunun farkına varmıyor, ama başka çocukları telefon ekranından seviyordu. Delirecektim...
Şermin Yaşar (Abartma Tozu (Ciltli))
O kitaplar yazılmıştı! O zaman beni aç bırakan, evini yasak eden ve düzenli bir işe girmiyorum diye lanetleyen siz, şimdi karnımı doyuruyorsunuz. Halbuki eserlerimin hepsi o zaman yazıldı. Şimdi sizin aklınızda, benimse ağzımda evirip çevirdiğim, ama hiçbirimizin asla dile getirmediği bu düşünceler yerine ne söylesem saygıyla dikkat kesiliyorsunuz. Ağzımı açıp gözümü yumsam, suratınıza karşı topunuz çürümüşsünüz; içiniz yolsuzlukla, hırsızlıkla, rüşvetle dolu diye konuşsam öfkeden kudurmak yerine kem küm edip isabet buyurdunuz dersiniz. Neden? Çünkü ünlüyüm, çok param var. Martin Eden olduğum, iyi biri olduğum ve salak sayılmayacak biri olduğum için değil. Size desem ki gökteki ay bir kalıp peynirdir, hemen bu fikrin müridi olursunuz, olmasanız da reddetmezsiniz, çünkü benim dağlar kadar dolarım var. Hem de hepsini uzun zaman önce kazandım, çünkü eserlerimi yazmıştım; tam da ne zaman, size diyeyim, ayağınızın altındaki toz gibi üzerime tükürdüğünüz zaman.
Jack London (Martin Eden / The Sea Wolf)
One achieves the Self-state (swa-artha) while searching for the highest truth (param-artha). The search for the highest truth is solely for the purpose of attaining the Self, and once the Self is attained there is no need to search for the highest truth.
Dada Bhagwan
somos um país de cidadãos não praticantes. ainda somos um país de gente que se abstém. como os que dizem que são católicos mas não fazem nada do que um católico tem para fazer, não comungam, não rezam e não param de pecar.
Valter Hugo Mãe (A máquina de fazer espanhóis)
Bir tüccarın karısı olsaydım eğer,hem taşınabilir hem taşınamaz bir sürü dünya malım olsun isterdim. Elbet bir gün beni benden kırk yaş küçük bir kızla aldatacağı gün geldiğinde, şu yeryüzünde sevgisizliğin yerini doldurabilecek tek şey olan param olsun diye.
Hatice Meryem (Sinek Kadar Kocam Olsun, Başımda Bulunsun)
Great Sardaar" An ornamental piece of work by the Punjabi industry. Produced by Amritjit Singh Sran and Directed by Ranjeet Bal under the production house Apna Heritage &Sapphire Films presents to you "Great Sardaar" an Action/Drama film starring none other than the budding artist Dilpreet Dhillon and the multi talented Yograj Singh. This movie is an Action/Drama film in which the protagonist ends up with a series of challenges. The movie stars Dilpreet Dhillon as the lead along with Yograj singh who plays the role of (Dilpreet Dhillon) Gurjant's father. After watching the trailer one can surely say there's tasty substance beneath the froth, just enough to keep you hooked. "GREAT SRADAAR" is based on the true events about Major Shaitan Singh, who was awarded the Param Vir Chakra posthumously for his 'C' company's dig-in at Rezang La pass during the Sino-India conflict of 1962. This motivational movie is a Tribute to Sikkhism. It's really healing to see movies that are based on true events. It builds so much more compassion. Dilpreet Dhillon popularly known for his role in "once upon a time in Amritsar" has gained a great fan following. He is considered is one of the popular emerging male playback singer and actor in Punjabi music industry. And when it comes to Yograj Singh, he is not only a former Indian cricketer but also a boon to the Punjabi industry. Since the release of the official trailer on 7th of June,2017 which shows that the movie is action-packed and will leave the audience spellbound and wanting for more, the audience is eagerly waiting for the release of the movie.The trailer rolls by effortlessly and the Director has done an impeccable job. Ranjeet Bal evidently knew what he was doing and has ensured that every minute detail was taken care of particularly considering the genre he was treading. The audience will surely be sitting on the edge of their seats. Visual Effects Director- VFx Star has once again proved that there is nothing that will leave India from evolving in the field of technology. "Great Sardaar" which is set to be released on the 30th of June,2017 will be a very carefully structured story. The main question that will be raised is not what kind of world we live in, or what reality is like, rather what it has done to us.
Great Sardar
Nunca param; nunca se perguntam se já têm tudo.
Laura Nowlin (Se ele estivesse comigo)
Guru's'supreme power' is unbroken and is spread all over the animate and inanimate worlds. I bow to the God who has shown that supreme position to the entire macrocosm. By applying the eye-liner of knowledge from the Guru's stick, the darkness of ignorance is dispelled, and the eyes of knowledge are fully opened. The secrets, capabilities, importance, specialty, and reach of life are all absorbed in the Guru's surging energy. In which there is a cessation of sins, lowliness, and misdeeds. The only way to cross the world in every situation with the Param Guru is to surrender to him. In this materiality, his refuge and every educational kindness are capable of overcoming all crimes, despicableness, and demerits. This is a meditation that maintains happiness. Seeing the Guru daily is like getting your desired result whenever you want. A crossing wish from his mouth is completely true, and the penchant is fulfilled.
Viraaj Sisodiya
the rush of adrenaline overcame indecision, fear and nervousness. The paralysing cold seeping into his bones was replaced by the heat of blood coursing through his veins. As the tracer bullet came flying past, lighting the place with a deadly cocktail of shrapnel and fire, Manoj stood up, tall and brave, his slight frame coiled like spring, his face a mask. Through the scream of the wind, he roared at those of his men that were fit to fight, ordering them to follow him through the hail of bullets. Like a colossal god with invincible powers he walked into the curtain of shells and bullets. He didn’t look back even once to see who had followed his final command but if he had he would have been a satisfied man. All his Gorkha jawans who could pick themselves up and walk were right behind him, their khukris gripped firmly in their hands.
Rachna Bisht Rawat (The Brave: Param Vir Chakra Stories)
Bugünün yeni metni... 7 Ekim... Dışarı çıktığımda günlerdir yağmur yağıyordu. Karım beni terk etmişti ve yalnızdım. Param yoktu, hiç de olmamıştı. Hep insanları mutlu etmek için didinmiş ama ne yazık ki, hiçbir zaman mutlu olmamıştım. Yürüyordum, nereye gideceğimi bilmeden. Arkamda birinin olduğunu hissettim ve aniden durdum. Hava sisliydi ve onu göremiyordum. Ona doğru yürümeye başladım. Korktuğu belliydi. İnanması son derece zordu. O Şakika'ydı. Onunla 15 yılı aşkın bir süredir karşılaşmamıştım ve hala çok güzeldi. Onun yerine Nursen'le evlenmiştim. "Sen Şahika olamazsın, değil mi? Yıllar oldu ve hala çok etkileyicisin... Ama... Gecenin bir yarısı burada ne yapıyorsun? Islak ve üşümüssün." "Kemal! Aman tanrım... Uzun zamandır görüşmedik. Ben... Ben sadece yürüyorum, geçmişimi unutmaya çalışarak... Kocam her şeyimizi kumarda kaybetti ve beni zengin bir dul için terk etti. Çocuklarımı aylardır göremiyorum. Çok yalnızım ve perişan. Hep seni sevdim ve seni hiç unutamadım. Neden benimle evlenmedin ki... Günlerdir yağmur yağıyor. Evet, ıslağım ve üşüdüm ama unutma! Bazı insanlar yağmuru hisseder. Diğerleri sadece ıslanır... " Bu metnin çevirisine facebook'da sayısal ingilizce adresinden bakabilirsiniz. Matematiksel İngilizce Eğitimi
bakırköy ingilizce kursları
Nothing will be attained from actions of hundreds of thousands of lives. Moksha (liberation) is attained through ‘absolute humility’ (param vinaya). The ‘gates of understanding’ are opened with ‘absolute humility’. ‘Absolute humility’ arises only when the ego is dissolved.
Dada Bhagwan
To show humility [vinaya] towards disrespect [avinaya] is strong humility [gaadha vinaya). To maintain humility even when a disrespectful person slaps you; that is called absolute strongest humility [param avgaadha vinaya].
Dada Bhagwan (The Science Of Karma)
You should maintain absolute humility [param vinaya] till you attain each and every attribute of God.
Dada Bhagwan (Noble Use of Money)
I am Pure Soul’, that intent is pure intent, and that indeed is absolute humility [param vinaya].
Dada Bhagwan (The Science of Money)
Absolute humility [param vinaya] is a part of pragna [the power of the soul and soul’s representative]. Absolute humility should be maintained till complete God realization [Bhagwan no dhatu milap] occurs.
Dada Bhagwan (Pratikraman (Abr.) (in Gujarati))
This is the path of absolute humility [param vinaya]. What is absolute humility? It does not cause the slightest hindrance; on the contrary it will make room for you to sit here.
Dada Bhagwan (Death: Before, During After...)
A person with param vinaya [absolute humility] is considered an honorable and respectable person [abroodaar]. Nowadays where is the honor and respect to be found anywhere? In Kaliyug [current time cycle era], can anyone become honorable and respectable? Absolute humility is honor. If we are disrespectful when people are humble, how can we be considered honorable and respectable?
Dada Bhagwan (Aptavani-6)
I do not have any problem if you show disrespect towards me, but you are creating impediments towards your own Self. When you say bad words to me, that also I do not have a problem but you are doing great damage to yourself. Here great humility is needed; absolute humility [param vinaya] is needed.
Dada Bhagwan (The Science of Money)
Awkwardness and crookedness will not do ‘here’ (in Akram Path). The slightest breach of humility will cost you your moksha. Absolute humility [Param vinaya] means inner humility. Tremendous humility is needed.
Dada Bhagwan (Adjust Everywhere)
What is Param Vinay (absolute humility)? Param Vinay exists within a person who has never criticized anyone. It exists where there are no disputes, no difference of opinions, nor any law. Law is bondage.
Dada Bhagwan (Simple & Effective Science for Self Realization)
Eu acho bizarro esse medo de ofender religiosos. No Brasil, a religião é pública. Morrei no exterior por seis anos, posso falar por experiência própria. A religião está escancarada no congresso, na rua quando pessoas te param pelo menos uma vez por mês para te arrastar para igrejas delas, sem ao menos perguntar sua religião, e se tem uma. Se os religiosos não querem ser ofendidos, mantenham sua religião dentro das igrejas. Eu nunca entrei em igrejas para ofender religiosos, nem entro. Agora, uma pessoa se acha no direito de ficar falando de Deus o tempo todo em público e se ofender quando alguém se declara não crente. Isso é bizarro e irracional.
Jorge Guerra Pires (Ciência para não cientistas: como ser mais racional em um mundo cada vez mais irracional, vol. 1 (Bolsonarismo) (Inteligência Artificial, Democracia, e Pensamento Crítico) (Portuguese Edition))
BİR ŞEHRİ BIRAKMAK Bu şehirde yağmur altında dolaşılır Limandaki manavlara bakıp Şarkılar mırıldanır geceleri. Bu şehrin sokakları çoktur. Binlerce insan gelir, gider sokaklarında... Her akşam çayımı getiren Ve bir Beyaz Rus olmasına rağmen Hoşuma giden garson kız bu şehirdedir. Bu şehirdedir Valsler, foksrotlar altında Şuman'dan, Bramsdan Parcalar çaldığı zaman dönüp Bana bakan ihtiyar piyanist. Doğduğum köye müşteri taşıyan Şirket vapurları bu şehirdedir. Hatıralarım bu şehirdedir. Sevdiklerim, Ölmüşlerimin mezarları. Bu şehirdedir işim gücüm, Ekmek param. Fakat bütün bunlara mukabil Yine budur başka bir şehirdeki Bir kadın yüzünden Bıraktığım şehir.
Orhan Veli Kanık (Bütün Şiirleri)
Bu şehirde yağmur altında dolaşılır Limandaki mavnalara bakıp Şarkılar mırıldanılır geceleri. Bu şehrin sokakları çoktur, Binlerce insan gelir gider sokaklarında.. Her akşam çayımı getiren Ve bir Beyaz Rus olmasına rağmen Hoşuma giden garson kadın bu şehirdedir. Bu şehirdedir Valsler, foksrotlar altında Şuman'dan, Bramsdan Parcalar çaldığı zaman dönüp Bana bakan ihtiyar piyanist. Doğduğum köye müşteri taşıyan Şirket vapurları bu şehirdedir. Hatıralarım bu şehirdedir. Sevdiklerim, Ölmüşlerimin mezarları. Bu şehirdedir işim gücüm, Ekmek param. Fakat bütün bunlara mukabil Yine budur başka bir şehirdeki Bir kadın yüzünden Bıraktığım şehir.
Orhan Veli Kanık (Bütün Siirleri)
Through everything and every Atma (Soul) in this universe, you can see Param-Atma (Supreme).
Shree Shambav (Journey of Soul - Karma)
Lá no alto, sobre a cumeada, uma mancha compacta de sobretudos verde-escuros feitos de agulhas. Por baixo, rigorosamente alinhadas, até onde a vista alcança, as pernas de pau dos troncos, que param quando paras, andam quando andas e correm quando corres.
Herta Müller (Todo lo que tengo lo llevo conmigo)
Se você tiver de chorar, chore como as crianças. Você foi criança um dia, e uma das primeiras coisas que aprendeu em sua vida foi chorar; porque faz parte da vida. Jamais esqueça que você é livre, e que demonstrar emoções não é uma vergonha. Grite, soluce alto, faça barulho se tiver vontade — porque assim choram as crianças, e elas sabem a maneira rápida de sossegar seus corações. Você já reparou como as crianças param de chorar? Alguma coisa as distrai, algo chama a atenção delas para uma nova aventura. As crianças param de chorar muito rápido. Assim será também com você — mas apenas se chorar como chora uma criança.
Paulo Coelho (Maktub)
Você nunca ficará cansado, porque o fluxo de desejos é infinito. Como os “pedidos” nunca acabam, as “respostas” não param de fluir.
Esther Hicks (Peça e será atendido: Aprendendo a manifestar seus desejos)
Raise your child as if you're raising a Param atman, the supreme soul.
Saroj Aryal
It's time to birth Param atmans from human wombs; the only hope for humanity.
Saroj Aryal
Às vezes acho que os motoristas não sabem o que é grama, ou flores, porque nunca param para observá-las
Ray Bradbury (Fahrenheit 451: The Authorized Adaptation)
Cerca de 2.600 anos atrás, Píndaro, poeta da Grécia Antiga, escreveu: “Torna-te quem és aprendendo quem és.” O que ele queria dizer com isso é o seguinte: você nasceu com determinada compleição e com certas tendências que o caracterizam. Algumas pessoas nunca se tornam quem são em seu âmago; param de confiar em si mesmas, sujeitam-se às preferências alheias e acabam usando uma máscara que oculta sua verdadeira natureza.
Robert Greene (Maestria (Portuguese Edition))
Talvez seja justamente isso o que leva alguns indivíduos a matar uma e outra vez, pois só a ocupação com um novo crime apaga momentamente os anteriores, a plena dedicação, os cinco sentidos postos nele, os planos e a execução. Foi algo em que pensei muitas vezes quando tentei explicar a mim mesmo o que impele essas mulheres e homens- muito mais homens, sem dúvida - à reincidência desnecessária. Julgo que a acumulação produz um efeito anestesiante, ou talvez seja narcotizante: para quem conserva uma réstia de consciência, é mais tolerável carregar uma série de mortos do que apenas um ou dois, pois surge um momento em que essa consciência não sabe atender às quantidades enormes, a sua capacidade não é ilimitada, e se dispersa e se angustia e se desliga. Quem faz as pessoas morrerem como gado não tem tempo para as distinguir nem para descer persianas uma a uma, o que faz com que essas pessoas se esfumem, adquiram aparências de irrealidade, passem as ser número e carne, e quanto mais alto o número e mais pesada a carne, mais o sentimento de culpa se entorpece e se vê ultrapassado, e acaba por desaparecer ao não dar vazão. Acrescentar e acrescentar, é certamente essa a única saída que resta aos assassinos em massa, sejam eles ditadores, terroristas, ministros que declaram guerras supérfluas ou generais que os aconselham e encarniçam. Daí que seja preciso eliminá-los, pois somam e somam e nunca param.
Javier Marías (Tomás Nevinson)
Começo a arrepender-me deste livro. Não que ele me canse; eu não tenho que fazer; e, realmente, expedir alguns magros capítulos para esse mundo sempre é tarefa que distrai um pouco da eternidade. Mas o livro é enfadonho, cheira a sepulcro, traz certa contração cadavérica; vício grave, e aliás ínfimo, porque o maior defeito deste livro és tu, leitor. Tu tens pressa de envelhecer, e o livro anda devagar; tu amas a narração direita e nutrida, o estilo regular e fluente, e este livro e o meu estilo são como os ébrios, guinam à direita e à esquerda, andam e param, resmungam, urram, gargalham, ameaçam o céu, escorregam e caem.
Machado de Assis (Memórias Póstumas de Brás Cubas (Portuguese Edition))
Eski bir ses yeni bir sessizlik Param parça ediyor aynasız aynaları.
Can Yücel (Mekanım Datça Olsun)
bir gün bir yerde şiiri gördüğümde hayatı da birlikte yalan söyleyemem ya param yoksa diye düşünürüm yani para satınalma gücü ürkerim örneğin yaşlı ağaçlar yaşlı deniz yaşlı çınar yaşlı ben yaşlı çevre bir uyum ya da başkaldırma sonunda kalkar gideriz
Turgut Uyar (Göğe Bakma Durağı (Seçme Şiirler))
Never ever regret for past mistakes
Param Agarwal
Making mistakes is our 'NATURE'. Accepting mistakes reflect our 'CULTURE'. Correcting mistakes is our 'PROGRESS'.
Param Agarwal
Making mistakes is our 'NATURE'. Accepting mistakes reflect our 'CULTURE'. Correcting mistakes is our 'PROGRESS'.
Param Agarwal
If you want to get rid of all your problems and pain, then simply kill all your desire.
Param Agarwal
If you want to get rid of all your problems and pain, then simply kill all your desire.
Param Agarwal
Tudo aqui são túmulos. E também em volta. O zumbido dos caminhões, das escavadeiras. As casas são derrubadas. Os coveiros não param de trabalhar. Enterraram a escola, o soviete, os banhos. O mundo é o mesmo, mas as pessoas, não. Eu mesma não sei se o homem tem uma alma. Que alma é essa? E como é que cabem todas no outro mundo?
Svetlana Alexievich (Voices from Chernobyl: The Oral History of a Nuclear Disaster)
Time and Reincarnation Scientific observation "Quantum Physics" and the realization of Universal Consciousness "Samadhi" (as well as the effect of ongoing experiential Universal Consciousness referred to as "Satori") carry the singular understanding that time is relative, and a construct of third dimensional "existence". However, as can be directly experienced within the Divine Human Prototype that is our microcosmic "human" manifestation (as above so below), we are capable of explosively experiencing multi-dimensions of consciousness transcendent of time or space without the necessity of "birth and death" as the doorway. Once this realization of Universal Consciousness occurs, the birth/death cycle of third dimensional "reality" is transcended; not as a belief, but as direct experience, and as the Tibetans say you have evolved beyond "The Wheel". Gate' Gate' Param Gate' Parasam Gate' Bhodhi Svaha....
Leland Lewis (Random Molecular Mirroring)
Hızla yükseldim tabi; çünkü en iyisi yükselmekti. Yükseldikçe daha çok param oldu. Param oldukça olanaklarım arttı. Olanaklarım arttıkça çevrem genişledi. Artık her şeyin en iyisini alabiliyordum ama sahip olduklarım çoğaldıkça isteklerim de çoğalıyordu. Sanki bende bir şeyler bozulmuştu… Koca bir kör kuyu açılmıştı içimde sanki ve hiçbir şey onu doldurmaya yetmiyordu. Daha fazla başarı, daha fazla para, daha fazla güç... Hep daha fazla, hep daha fazla istiyordum! Lanetli bir açlığa yakalanmış gibiydim. Farkında değildim ama gittikçe karanlığın bir parçası oluyordum. Ruhum çürümüştü. Aynada açıkça gördüğüm yanlışlarımı bile türlü bahanelerle rasyonelleştiriyor, sadece dinmeyen açlığımı giderecek bir şeyler bulma ümidiyle yaşıyordum.
Kılıç Arslantürk (Acıyan Yerini Bul)