“
Not with more glories, in th' etherial plain,
The sun first rises o'er the purpled main,
Than, issuing forth, the rival of his beams
Launch'd on the bosom of the silver Thames.
Fair nymphs, and well-dress'd youths around her shone,
But ev'ry eye was fix'd on her alone.
On her white breast a sparkling cross she wore,
Which Jews might kiss, and infidels adore.
Her lively looks a sprightly mind disclose,
Quick as her eyes, and as unfix'd as those:
Favours to none, to all she smiles extends;
Oft she rejects, but never once offends.
Bright as the sun, her eyes the gazers strike,
And, like the sun, they shine on all alike.
Yet graceful ease, and sweetness void of pride,
Might hide her faults, if belles had faults to hide:
If to her share some female errors fall,
Look on her face, and you'll forget 'em all.
This nymph, to the destruction of mankind,
Nourish'd two locks, which graceful hung behind
In equal curls, and well conspir'd to deck
With shining ringlets the smooth iv'ry neck.
Love in these labyrinths his slaves detains,
And mighty hearts are held in slender chains.
With hairy springes we the birds betray,
Slight lines of hair surprise the finney prey,
Fair tresses man's imperial race ensnare,
And beauty draws us with a single hair.
-
Erguvan deniz üstünde gökler katında,
İhtişamla yükselir ya güneş, saltanatında
Yoktur rahibesinden doğarak gümüş
Renkli Thames'in göğsüne yayılan ışınlardaki cümbüş.
Hoş giyimli delikanlılar, çok sayıda güzel kız
Arasında tüm bakışlar onun üstünde yalnız.
Ak gerdanından bir haç, öyle bir
Haç ki Yahudi görse öper, hayran olur kafir.
İşlek bir aklın işareti canlı bakışları
Gözleri fıldır fıldır, uçarı mı uçarı:
Kimseye iltifat yok, herkese gülümsüyor,
Çoğunluk reddediyor ama kimse ona küsmüyor.
Gözleri sanki güneş, değen gözün sahibi
Çarpılıyor, herkese eşit parlıyor yine güneş gibi.
Örtüyor kusurlarını o soylu rahatlık,
O kibirsiz şirinlik, kızların kusurları olursa artık:
Ama düşmüşse onun da payına bütün hanımlardan,
Yüzüne bakın, hepsini unutursunuz o an.
Bu perinin saçı insanlığın mahvı demek
Olan iki zarif bukle halinde ve birbirine denk
İki kavis çizerek dökülürdü, elbirliğiyle ışık oyunu
İçinde halka halka süsleyerek fildişi boynu.
Kölelerini Aşk işte bu labirentte bekletir,
Dağ gibi kalpleri bağlar ip incesi bir zincir.
Kuşları aldatmaya yarar kıldan tuzaklar,
İncecik tüylere kanar kapılır balıklar,
Bir kaküle teslim ederiz, erkekler, ülkemizi
Ve güzellik tek bir saç teliyle boğar bizi.
”
”