Ikr Quotes

We've searched our database for all the quotes and captions related to Ikr. Here they are! All 6 of them:

Ponekad mi se ucini da mi beze pod nogama putevi i daljine. I kadgod mi se dogodi da dospem u daleko, i stanem nasred njega i mislim: konacno, evo me; ako podignem oci, vidim da svako najdalje ima svoje jos dalje. Mozda je to i sreca. Mozda imam u sebi nesto duze od krajeva. Mozda imam u sebi toliko mnogo sveta, da se nikada, nigde, nec...e moci zavrsiti. Nije rec o zivotu, nego o njegovom dejstvu. Jer neke stvari se ne mogu saznati samo ocima. Postoje u meni mnoga, neverovatna cula. Cula vode i vazduha, metala, ikre, semenja,... Oni koji me srecu, misle da ja to putujem. A ne putujem ja. To beskraj po meni hoda. Od koje sam ja vrste? Znam jednu novu igru. Zaustavim se naprasno i ne micem se satima. Pravim se kao da razmisljam i da u sebi rastem. Cinim to dosta uverljivo. Dok imitiram drvece, neko sa strane, neupucen, stvarno bi pomislio da sam pustio korenje. Razlistavam se sluhom. Zagrljajima. Disanjem. Cak se i ptice prevare, pa mi slete u kosu i gnezde mi se na ramenu. Pravim se da sam trom sanjar. Nespretan penjac. Spor saputnik. Pravim se da mi je tesko da se savijam preko belih ostrica realnog. Pravim se da mi nedostaje hitrina iznenadnog skracivanja u tacku i produzetka u nedogled... Ja ne upoznajem svet, vec ga samo prepoznajem. Ne idem da ga otkrivam, nego da ga se prisetim, kao nekakve svoje daleke uspomene. Jer mnogo puta sam bio gde nisam jos koracao. I mnogo puta sam ziveo u onom sto jos ne poznajem. I mnogo puta sam grlio to sto ce tek biti oblici. Zato izgledam izgubljen i neprestano se osvrcem. A u sebi se smeskam. Jer, ako niste znali, svet je cudesna igracka. Moze li se izgubiti neko u nekakvom vremenu i nekakvom prostoru, ako u sebi nosi sva vremena i prostore?... Smeta mi krov da sanjam. Smeta mi nebo da verujem...
Miroslav Antić
Uzvišeni Allah, iz Svoje svekolike mudrosti, odabrao je da prva riječ koju je objavio Svome Vjerovjesniku, sallallahu alejhi ve sellem, bude upravo riječ “čitaj”, kako bi od samog početka bila jasni nagovještaj da će osnovni temelji islama biti znanje i naukovanje i da je islam vjera koja svoje postulate i pravila temelji na jasnim argumentima.
ناصر بن مسفر الزهراني (Upoznaj Poslanika, sallallahu alejhi ve sellem, u nekoliko minuta)
Son senelerde İstanbul'da yayınlanan gazetelerde Roman diye okuduğumuz bazı tarihi eserler vardır ki, bunlar şüphesiz yüksek heyetinizin gözleminden kaçmış değillerdir; Bu roman sayfaları bence gerçek tarih belgelerinin yorumudur; bu roman sayfalarında görülen şeyler yaklaşık şöyle açıklanabilir. Arabistan yarımadasının kumsal çöllerinden; (İkre, Bismi, Rabbi) safsatasını uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır. Bu zihniyetle hareket edenler İslam'dan önce evrensel Türk uygarlığının bütün belgelerini imha etmekte engel görmediler. Yazacağınız İslam tarihinin de bu doğrultuda toplayabileceğiniz belgelere dayanarak açıklanmasını önemli görürüm. Kudüs'ün teslim olunması için Patrik'inin koyduğu şart üzerine Kudüs önlerine gelen Halife Ömer'in kölesi ile ortaklaşa ve değişerek bir deveye binerek yol aldığını ve asıl kilise yakınına gelindiği zaman deveye binmek sırası köleye geldiğinden ötürü Ömer'in yürüyerek; Arap ırkından başka ve yüksek ırklardan oluşan ordunun yüksek ve muhteşem huzurunda o ordunun kumandanlarına karşı yerden taş alarak atmak suretiyle gösterdiği çıplak ve çıfıt Araplık, malumunuzdur. Bunu artık Türk çocuklarına bir erdem gibi okutmakta ısrar gösteren notlan göz önüne almalısınız. Bir hırka ve bir hurma hikayesi artık bir insanlık erdemi olarak gösterilmek felsefesi esas tutularak tarih yazılmamalıdır. Bunun gibi Arap ordularının bir çok esirlerinden bir köle sınıfı vücuda geldiğinden bahsedilirken bu kölelerin Türk çocukları olduğu dile getirilerek hangi taraf için ne anlamda bir övünme nedeni arandığı araştırılıp incelenmeden Türk tarihi içine konulmamalıdır. Şüphesiz Türkler için çok kahraman evlatlar, şu ve bu tarzda Arap halifelerinin sarayının içine hükümetinin teşkilatının ve Arap adına fetholunan bir çok vilayet ve eyaletlerde bütün zaferleri sağlayan kuvvetlerin kalbinin içine girmişlerdir. İlim, sanat ve bilhassa askerlik ve başkumandanlık mevkilerini elde etmişlerdir ve sonuçta Arap İmparatorluğu unvanını taşıyan bütün memleketlerde birinci derecede güç ve hakimiyet sahibi olmuşlardır. En nihayet Muhammed'in Halifesi unvanını taşımak maskaralığında bulunanları emir ve iradelerine boyun eğdirmişlerdir. Eğer bunu yapmış olan insanlara köle demek uygunsa herkes bir şart dahilinde köleliği öğünerek kabul eder. Efendiye, sahibe, hakime köle demek ve esir, önemsiz, değersiz adamlara efendi demek, tarihin ifade etmemizi emrettiği bir gerçeklik midir? Tevfik Beyefendi! Zakir Kadirinin ahmakçasına notlarını düzeltirken bu noktalara dikkat buyurunuz. Bu münasebetle yüksek heyetinizin başkanı bulunan size hatırlatırım ki, yeni dünya ufuklarına açacağınız yeni tarih semasında dikkatli olunuz. Sonradan uydurma bir eser meydana getirerek ardından pişman olmaktansa hiçbir eser meydana getirememek beceriksizliğini itiraf etmek daha iyidir. İlim alanında şüpheli olmak, Mısır'ın Camii Ezher'i mezunlarına inanmamaktan daha iyidir. Camii Ezher varlığı ve prensipleri, mevhum denecek kadar hiç olan İsa'yı yaratan apotrlar yetiştirmeye ne yazık ki kaynak olamamıştır. Halbuki biz tarih yazarken Apotr değil; bizzat fiiller ve hadiseler sahibi arayan adamlarız. Eğer bunları bulamazsak meçhuliyeti ve bu noktada cehaletimizi itiraf etmekten çekinmeyelim. Apotr yaratmaya kalkışmayalım çocuğum! Bizim mesleğimiz bu değildir. Biz daima gerçeği arayan ve onu buldukça; ve bulduğumuza inandıkça ifadeye cesaret gösteren adamlar olmalıyız!
Atilla Oral (Atatürk'ün Sansürlenen Mektubu (80 Yıl Sonra İlk Kez, Kendi El Yazısıyla, Sansürsüz!...))
Son senelerde İstanbul'da yayınlanan gazetelerde Roman diye okuduğumuz bazı tarihi eserler vardır ki, bunlar şüphesiz yüksek heyetinizin gözleminden kaçmış değillerdir; Bu roman sayfaları bence gerçek tarih belgelerinin yorumudur; bu roman sayfalarında görülen şeyler yaklaşık şöyle açıklanabilir. Arabistan yarımadasının kumsal çöllerinden; (İkre, Bismi, Rabbi) safsatasını uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır. Bu zihniyetle hareket edenler İslam'dan önce evrensel Türk uygarlığının bütün belgelerini imha etmekte engel görmediler. Yazacağınız İslam tarihinin de bu doğrultuda toplayabileceğiniz belgelere dayanarak açıklanmasını önemli görürüm. Kudüs'ün teslim olunması için Patrik'inin koyduğu şart üzerine Kudüs önlerine gelen Halife Ömer'in kölesi ile ortaklaşa ve değişerek bir deveye binerek yol aldığını ve asıl kilise yakınına gelindiği zaman deveye binmek sırası köleye geldiğinden ötürü Ömer'in yürüyerek; Arap ırkından başka ve yüksek ırklardan oluşan ordunun yüksek ve muhteşem huzurunda o ordunun kumandanlarına karşı yerden taş alarak atmak suretiyle gösterdiği çıplak ve çıfıt Araplık, malumunuzdur. Bunu artık Türk çocuklarına bir erdem gibi okutmakta ısrar gösteren notlan göz önüne almalısınız. Bir hırka ve bir hurma hikayesi artık bir insanlık erdemi olarak gösterilmek felsefesi esas tutularak tarih yazılmamalıdır. Bunun gibi Arap ordularının bir çok esirlerinden bir köle sınıfı vücuda geldiğinden bahsedilirken bu kölelerin Türk çocukları olduğu dile getirilerek hangi taraf için ne anlamda bir övünme nedeni arandığı araştırılıp incelenmeden Türk tarihi içine konulmamalıdır. Şüphesiz Türkler için çok kahraman evlatlar, şu ve bu tarzda Arap halifelerinin sarayının içine hükümetinin teşkilatının ve Arap adına fetholunan bir çok vilayet ve eyaletlerde bütün zaferleri sağlayan kuvvetlerin kalbinin içine girmişlerdir. İlim, sanat ve bilhassa askerlik ve başkumandanlık mevkilerini elde etmişlerdir ve sonuçta Arap İmparatorluğu unvanını taşıyan bütün memleketlerde birinci derecede güç ve hakimiyet sahibi olmuşlardır. En nihayet Muhammed'in Halifesi unvanını taşımak maskaralığında bulunanları emir ve iradelerine boyun eğdirmişlerdir. Eğer bunu yapmış olan insanlara köle demek uygunsa herkes bir şart dahilinde köleliği öğünerek kabul eder. Efendiye, sahibe, hakime köle demek ve esir, önemsiz, değersiz adamlara efendi demek, tarihin ifade etmemizi emrettiği bir gerçeklik midir? Tevfik Beyefendi! Zakir Kadirinin ahmakçasına notlarını düzeltirken bu noktalara dikkat buyurunuz. Bu münasebetle yüksek heyetinizin başkanı bulunan size hatırlatırım ki, yeni dünya ufuklarına açacağınız yeni tarih semasında dikkatli olunuz. Sonradan uydurma bir eser meydana getirerek ardından pişman olmaktansa hiçbir eser meydana getirememek beceriksizliğini itiraf etmek daha iyidir. İlim alanında şüpheli olmak, Mısır'ın Camii Ezher'i mezunlarına inanmamaktan daha iyidir. Camii Ezher varlığı ve prensipleri, mevhum denecek kadar hiç olan İsa'yı yaratan apotrlar yetiştirmeye ne yazık ki kaynak olamamıştır. Halbuki biz tarih yazarken Apotr değil; bizzat fiiller ve hadiseler sahibi arayan adamlarız. Eğer bunları bulamazsak meçhuliyeti ve bu noktada cehaletimizi itiraf etmekten çekinmeyelim. Apotr yaratmaya kalkışmayalım çocuğum! Bizim mesleğimiz bu değildir. Biz daima gerçeği arayan ve onu buldukça; ve bulduğumuza inandıkça ifadeye cesaret gösteren adamlar olmalıyız!
Atilla Oral (Atatürk'ün Sansürlenen Mektubu (80 Yıl Sonra İlk Kez, Kendi El Yazısıyla, Sansürsüz!...))
Bro, take a few days off. I need this night to last! Helios texted back: R U w/Alcmene? Zeus: Totes. Helios: OMG she’s hawt. Zeus: IKR?
Rick Riordan (Percy Jackson's Greek Heroes)
Helios, the sun god: Bro, take a few days off. I need this night to last! Helios texted back: R U w/Alcmene? Zeus: Totes. Helios: OMG she’s hawt. Zeus: IKR?
Rick Riordan (Percy Jackson's Greek Heroes)