“
Risklere Rağmen Deliğinden Çıkıp Oynamaya Gel
Yolun ne kadar muğlak olduğunu ve bizim ne kadar incitilebilir olduğumuzu düşünürsek, yolumuzda yürümek çok cesaret ister. Korkularımız, sahip olduğumuz her şeyi kaybedebileceğimizi bize sürekli hatırlatır: deprem olması, kansere yakalanmak, yargılanmak, kovulmak, terk edilmek ya da sevdiğimiz birini kaybetmek... Tüm bunlardan kaçabilsek bile kendimizi yapayalnız, daha da kötüsü başkalarına muhtaç durumda, ihtiyarlamış olarak bulabiliriz. Liste kabarık, bizler hassasız ve hayat çok riskli.
Masalımızda fare fiziksel zayıflığından o kadar korkuyor ki, ya saklanıyor ya da şekil değiştirmeye çalışıyor, ama korkmaktan kurtulamıyor. Fiziksel zayıflığa karşı bir korunma yoktur. En sağlam varlık bile ölümlüdür. Fare, ancak gerçeklerden kaçış olmadığını ve zayıflığın bir yaşam deneyimi olduğunu anladığında özgürleşiyor. Tehdit altında olmasına rağmen dolu dolu yaşamayı kabullenmek, onu özgür kılıyor.
Biz de aynıyız. Belirsizliğe karşı kendimizi korumaya çalışırız. Yoksul olmamak için birikim yaparız; ama sonunda paranın yaşantımızda neden olduğu alışkanlıklardan dolayı hala yoksulluktan korktuğumuzu fark ederiz. Hastalıklara karşı detoks yaparız, şekerden kaçınırız, kilometrelerce koşarız; ama hastalık, yaralanmalar ve ölüm yine gelir. Belirsizliğe ve zayıflığa karşı bir korunma yok; çünkü bunlarla yaşamak, bu gezegende öğrenmeye geldiğimiz dersin önemli bir bölümü. Hayatın ne kadar kırılgan olduğunu hissettiğin ve bildiğin halde, yine de onunla dans etmeyi sürdürebilir misin? Kaybetmek, başarısızlık, kazalar, hastalıklar, ölüm... Hayatta bunların hepsi başına gelecek. Unutma, ağaçtaki bir meyve gibisin; daldan düşüp toprağın karanlığına gömülmezsen, büyüyemezsin.
”
”