Bozkurt Quotes

We've searched our database for all the quotes and captions related to Bozkurt. Here they are! All 18 of them:

Son Türkistan, gene kahramanını yaratacak ve bu kahraman bir bozkurt olacaktı. Ufuklardan bir bozkurt bekleniyordu. Bu bozkurt çıkmalıydı. Bir bayrak açmalı, bir devlet kurmalı, emirler verilip emirler alınmalıydı. Nitekim bir gün bütün bunları yapacak olan bozkurt, yani beklenilen kahraman çıktı da: Mustafa Kemal Paşa...
Şevket Süreyya Aydemir (Tek Adam Mustafa Kemal : 1922-1938 (Tek Adam, #3))
uyumazsam dayanamam nihayetinde insansın, dayandın ağlayabildiğine inandın aynı yerlerde aynı otlar bitiyor kimse kimsenin karşısına böyle çıkmayacaktı.
Tuba Bozkurt (Kontrollü Patlama)
duvarın bütün çatlaklarından geçtim biri beni söksün diye buradan
Tuba Bozkurt (Kontrollü Patlama)
her sabah uyanmana görülmeyen kılcal çatlaklara yüzündeki et parçasını yirmiyedi yıldır orada durduğunu hatırlat.
Tuba Bozkurt (Kontrollü Patlama)
kaptan yokmuş kürek ben değilmişim tekne kâğıttan bir kayıkmış.
Tuba Bozkurt (Kontrollü Patlama)
He is Dictator in order that it may be impossible ever again that there should be in Turkey a Dictator.
H.C. Armstrong (Bozkurt)
Aslında bir yandan haklısın. Çünkü Türk töresi gereğince Bozkurt soyundan, yani ailemizden olmayan kağan olamaz. Bu yüzden de bütün kağanlar, bir şekilde atalarını ailemize dayandırmak zorunda.
Kutlu Altay Kocaova (Bozkırın Savaşçısı)
12 Eylül'e Sitem Kolum, kanadım diyordum. Sevdalanıp gidiyordum Yurdum diye seviyordum Yurdum, felaketim oldu. Türküm! dedim, Türk'ü sevdim Öğünen bir koca devdim Volkandım, alev-alevdim Kor'dum... felaketim oldu. Kimisi Rus, kimisi Çin... Uşağıydı; dedim niçin? Bayrağıma selam için Durdum... felaketim oldu. Vatan millet idi tasam Çiğnenmişti ana-yasam Vuracaklardı vurmasam Vurdum... felaketim oldu. Neyim varsa birer birer Tutup çarmıha gerdiler Bozkurt'uma 'it' dediler Kurdum... felaketim oldu. Bu ahlaksız dubaraya, Tarih 'mim' koysun buraya Eylül darbesini hayra Yordum... felaketim oldu. Gönlümün yiğit beğiydi Gözlerimin bebeğiydi... Ona da mı nazar değdi Merdim... felaketim oldu. Tarafsızlık diye diye Şu en soysuz haramiye Başımızı vermek niye Sordum... felaketim oldu. Ben değildim esip-tozan Kanlı kuyuları kazan Bütün tuzakları bozan Zordum... felaketim oldu. Kolum, kanadım diyordum. Sevdalanıp gidiyordum Yurdum diye seviyordum Yurdum, felaketim oldu.
Yavuz Bülent Bakiler
Alain Veynerdi zafer kazanmış bir komutan edasıyla Anna'ya baktı. O an hayatının en mutlu anı olmalıydı: –Hanımefendi, bundan önceki hayatınızda siz bir Türk'tünüz.
Jean-Christophe Grangé (The Empire of the Wolves)
Bir takım damgalarla konu ve zihinler karıştırılmak istenilmişti. Böylece Irkçı Turancı damgasiyle Türk milliyetçileri zulme uğratılmıştı. Bu dava sırasında asıl ırkçı ve Turancıların kimler olduğu, Atatürk te dahil delilleriyle mahkemede anlatılmıştı. O davanın dışında kalmış olan Hocaoğlu Selâhattin Ertürk daha sonra yazdığı bir makalede bir kısım delilleri ortaya koyarak Atatürk'ün 'Irkçı-Turancı' olduğunu isbata çalıştığını görüyoruz. 'Irkçı-Turancı Atatürk' makalesi de şöyle başlıyor: 'Son yıllarda -bilhassa 1944'ten bu tarafa- Mustafa Kemal'i tutar veya onun izinden gider görünerek; gerçek Türk milliyetçiliği olan Türkçülüğe "Irkçılık-Turancılık" isnadıyla saldırmak moda haline gelmiştir. Halbuki aynı zihniyetle hareket edilince, "Irkçı-Turancı" töhmeti altında kalacak şahıslardan biri de Mustafa Kemal'dir. Bu iddianın müddeileri, aşağıdaki suallerimizi vicdİnIarının sesini dinleyerek ve tarihi zemine dayanarak, cevaplandıran okuyucularımızın bizzat kendileri olacaktır. Irkçılık, içtimai hâdiselerin sebeplerini antropolojik temele dayandırmak bakımından ele alındığı takdirde; "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur" diyen Mustafa Kemal'in -çapraşık içtimai meseleleri halledecek ilkeyi kanda aramak suretiyle- ırkçılığını ilân ettiği sarih değil midir? Mustafa Kemal'in bu sözü mânâsını anlamadan sarfettiğini hiç kimse iddia edemeyeceğine göre sualimize menfî cevap vermeye imkân var mıdır? Irkçılık, yabancı ırktan gelenlerin önemli mevkilere geçirilmemesi bakımından ele alındığı takdirde; "Aranıza alacağınız arkadaşların mümkünse kanını tahlil edin" fetvasını veren ve "Türk ırkından olmayan askerî mekteplere giremez" hükmünü yıllarca tatbik edenlerin iplerini elinde tutan Mustafa Kemal'in ırkçılığını görmemek için kör, anlamamak için aptal olmak gerekmez mi? Irkçılık, kendi ırkının üstünlüğünü iddia etmek bakımından ele alındığı takdirde, "Bir Türk cihana bedel" diyen Mustafa Kemal, ırkımızı üstün tutmak "suç"unu işlemiş olmuyor mu? Türk ırkının medeniyet kurma kabiliyetinin üstünlüğünü yıllarca okul sıralarında Türk yavrularına telkin ettiren ve hatta bütün dünyadaki menşei meçhul veya münazaalı insanları Türk ırkından çıkmış gösterecek kadar ırkçılık yapan Mustafa Kemal değil midir? Irkçılık, milletin tarifinde ırka da yerini verenlerin ve soyunu inkâr soysuzluğuna düşmeyenlerin alnına yapıştırılacak veya vurulacak bir damga olarak alındığı takdirde; milleti tarif ederken mühim bir unsur olarak kan birliğini de alan ve bu fikrini parti zihniyetine (1944'ten sonra değiştirilmiştir) geçirdiği gibi mektep sıralarında okunacak kitapların yazarlarına da empoze eden Mustafa Kemal'in ırkçılığı inkar edilebilir mi? Türkçülere "Irkçı" diye bağırılmasından kısa bir zaman evvel, "Şef"in (İnönü) direktifiyle Hatay'da A. Dilaçar tarafından verilen ve C.H.P. konferanslar serisinin 19. kitabında basılan konferansta (Kitap 1940'ta basılmıştır. İlk konferans bakıla.) -mealen- "Türkçülük ırkçı olmadığı ivin noksandır. Kemalizm ona ırkçılığı ilâve etmiştir." denilmesi neyi tasdik ve neyi inkâr eder? Nihayet, bol tahsisatlar ayırtarak... kafa taslarını ölçtürerek ilmi değerini kaybetmiş şekliyle dahi ırkçılığı benimseyen Mustafa Kemal değil midir?' Selâhattin Ertürk'ün verdiği kaynaklara aynı sayıda Orkun adıyle şu ekleme yapılıyor (Sf. 3): 'Mustafa Kemal'ın açıkça ırkçı mahiyet taşıyan sözlerinden ikisi daha: 1- "Bu vesileyle muhterem milletime şunu tavsiye etmek isterim ki, başına geçireceği insanların kanındaki cevher-i asliyi tayin etmekten bir an fariğ olmasın." 2- "Kanını taşıyandan başkasına inanma!" (Eski Adliye Bakanı ve Profesör Mahmut Esat Bozkurt'un "Atatürk İhtilâli" kitabından menkul.)' Biz burada bu görüşe sadece işaret etmek istiyoruz. Bunlara dair kaynaklar pek bol görünüyor.
Hikmet Tanyu (Ataturk ve Turk Milliyetciligi)
Al bir bayraktan söz etti bana. Al bir bayrak… Al bir bayrağı han koruması Börüler taşırdı. Üzerinde bozkurt başı tamga olan bir bayraktı. Hanı temsil ederdi. Bir de budunu ve devleti temsil eden altın rengi bayrak vardı. "Neden al, neden başka bir bayrak daha?" diye sordum. "Kan rengi bir bayrak daha!" dedi, "Bu devlet için dökülen, dökülecek olan yiğit kanlarının imi... Bir yanda Hun budun ve devleti imleyen altın rengi, Güneş rengi bayrak; yanında uçmağa varan yiğitlerin kanının rengi, Al bayrak... Hun ordusunu imleyecek..." İki bayrak yan yana... Güneş'le kan... Kanla Güneş... Hemen arkalarında hanın bayrağı... Üç bayrak... Heyecanla gülümsedim galiba. Al bayrağın üzerine nasıl bir tamga konulacağını sormadım. Zamanı gelince görecektim nasılsa...
Ahmet Haldun Terzioğlu (Mete Han)
Kurdu mu? Başımıza bir de kurt sevdası çıkıyor. Allah beterinden saklasın... Mustafa Kemal, 'Türkiye Cumhuriyeti"nin arması ne olsun?' diye sormuş. Sofradakilerden birisi, 'Kurt olsun,' demiş. Efendim, hani bozkurt var ya... Ergenekon efsanesi... Alageyik... Biz bu geyik mahlukuna pek müptelayız nedense, boynuzluluğundan besbelli. Canım okuyup ezberlemediniz mi? Türkçü Ziya Gokalp destan bile yazmış. Alageyik oğlanla kızı bir yardan atmış da... Orada ürememişler de... Yol cıkamamışlar da... Derken bir bozkurt peydahlanmış..." "Malum... Mustafa Kemal Paşa ne söylemiş?" "İşte oraya geliyoruz. Herif, sofrada bunu nakletmiş de, hitamında, 'Efsane olduğundan, Türk efsanesi, armaya bozkurtu geçirsek pek münasip olur,' diye akıl vermis. Paşadır, mavi gözlerini belerterek, 'Kurdu, köpeği birakın! İnsana mahsus bir şey isterim!' diye başını şu yana çevirivermiş... Kurdu bir de öküzü paralanmis köylü dayıya sor bakalım mahallebi çocuğu...
Kemal Tahir (Hür Şehrin İnsanları)
Motun ömrünün son yıllarında, kuzeybatı Kansu'da yaşayan Yüeçileri bir yenilgiye uğratmıştı. Daha sonra Motun'un oğlu Lao Şang (Kök Han ?) Yüeçilere son darbeyi vurdu ve onları Kansu'dan çıkardı. M.Ö. 170 yıllarındaki bu olay, birkaç yüzyıl sürecek olan göç ve oluşumların başlangıcıdır. Yüeçilerin Kansu'dan atılmasının ilk etkisi Usunlar üzerinde görüldü. Usunlar, İli vadisi ve Isık Göl taraflarında, keçe çadırlarda yaşayan, et yeyip kımız içen konar göçer bir Türk halkı idi. Kansu'dan çıkarılan Yüeçiler İli vadisine gelerek Usunları ağır bir yenilgiye uğrattılar; hükümdarlarını öldürdüler. Usun hükümdarının küçük oğlu bir bataklığa atıldı. Dişi bir kurt çocuğu emzirdi. Hunlar bunu görünce çocuğun Tanrı tarafından kutsandığını düşündüler. Hun yabgusu çocuğu eğitip büyüttü. Adı Kun-mo idi; yiğit bir komutan oldu; dağılmış olan halkının başına geçti. Hun yabgusundan izin alarak M.Ö. 130 civarında Yüeçilerin üzerine yürüdü. Böylece Yüeçiler Isık Göl'ü de terk etmek zorunda kaldılar (Ögel 1981: 486-489). Çin tarihlerinin kaydettiği bu olay iki önemli hususu göstermektedir: 1) Tarihî Çin'in kuzeyinde ve Orhun vadisinde Hunlar yaşarken bugünkü Batı Türkistan'ın İli vadisi ve Isık Göl havzasında da Usun Türkleri yaşamaktaydı. 2) Köktürklerin türeyişiyle ilgili Bozkurt efsanesi, çekirdek motifi (kurt tarafından emzirilen çocuk) itibarıyla Köktürklerden çok eskiye, Usunlara dek uzanmaktaydı.
Ahmet Bican Ercilasun (Türk Dili Tarihi / Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla)
Pek çok tarihçi, Türkleri Mongoloid ırkının bir parçası saydıklarından Kızılderililerin Mongoloid ırkından olduklarını tartışacağımı sanırlar. Hedefim bu değil. Asıl hedef - konum, Anahuatl'dan Tiachunaco'ya ve ötesine kadar olan egemen gruplardır. Daha da belirteyim, özellikle Quetzalcoatl (Kukulkan), Vir-akkoca gibi efsanevi şahıslarla ve tarihi Ölmeklerle, Tolteklerle, Mayalarla ve Ön-İnka'larla ilgileniyorum. Ben uygar ülkelerin yöneticilerinin ve ruhban sınıfının (veya "klan'ının) "beyaz" ırktan olduğu konusundaki kesin kanıtları reddediyorum anlamında anlaşılmamalıdır; Turan-Türk esas itibariyle zaten "beyaz" "Alpin" ırka mensuptur. Türklerin sakalları gürdür; bir Çin yazmasında Kansu eyaletindeki Türkleri Çinli halk katliama uğratırken, uzun sakallarından yakaladıkları anlatılır. Günümüz Türklerinin antropolojisi üzerinde olsun, tarihi Çin, İranlı ve Arap tasvirlerinde olsun, Türklerin ak teni, "ateş rengi saçları", ve "kedi gözü" "yeşil-ela" göz rengi belirtilir. Bu özellikler, Türk soyunun "Moğolluğu" üzerinde peşin-hükümlü olan bazı Batılı yazarların canını sıkmış, çıkar yol olarak, Orta Asya'da dolaşan "Aryan" kabilelerle melezleşme teorileri üretmişlerdir. Eğer bu "Aryan'larla kastettikleri Hint-Avrupalıların "Hint-îran koluysa, "Akdeniz" adlı soya mensup olduklarından, siyah saç ve koyu göz ve esmer ten, onlarda Turan-Türk halkında rastlanandan daha fazladır. Bu kolay teori üreticileri, Cengiz Han'ın bile kızıla çalar kahverengi saçlı ve yeşil gözlü olduğunu öğrenirlerse pek şaşıracaklardır, çünkü "Moğol" hükümdarı olan Cengiz Han aslında, "Şatu-Uygur" Türklerinin Börütegin (Bozkurt Prens), annesi Ulun Eke ise Moğolların dışında Merkit Türk soyundandır.
Reha Oğuz Türkkan (Türkler ve Kızılderililer)
Sorun etmezseniz ortada sorun kalmaz. Portekiz'i özel ve güzel kılan sır budur.
Gökhan Bozkurt (Portekiz Hakkında Her Şey)
Portekiz'de zaman yavaş akar
Gökhan Bozkurt (Portekiz Hakkında Her Şey)
Portekiz keyif, huzur ve mutluluk ülkesidir
Gökhan Bozkurt (Portekiz Hakkında Her Şey)
İnsan yaşadığı ülkeyi bilmeli ve sevmeli.
Gökhan Bozkurt (Portekiz Hakkında Her Şey)