Azra Kohen Quotes

We've searched our database for all the quotes and captions related to Azra Kohen. Here they are! All 23 of them:

İyi şeyler tesadüfen olmuyor. Vazgeçmediğin sürece iyi bir şey için şansın var demektir.
Azra Kohen (Fi)
ama kendine acıdığın için ağlıyorsan lütfen mendillerimi harcama.
Azra Kohen
Bize en çekici gelen şeyler aslında en kontrol edemediklerimizdir.
Azra Kohen (Fi)
Kendini seçen insan asla kendine acımaz! Çünkü kendini, kendine acıyacak kadar uzun süre acınacak durumda bırakmaz
Azra Kohen (Çi)
Neyi, niye, nasıl merak ettiğine dikkat et. Evren merakla harekete geçer, düşünceyle genişler, korkuyla küçülür, analizle büyür, yargıyla son bulabilir. Merak ettiğin herşey senin kim olduğuna karar verebilir.
Azra Kohen
Olmamız gereken şeye dönüşebilmek için küçük küçük darbelere ihtiyacımız vardır. Maalesef darbeler acıtır, büyürken acırsınız. Ama ancak acıyarak kendimizi bulduğumusu kimse söylemez bize, belki de korkacağımızı sanırlar. Halbuki ruhumuz acıdıkça kabuğumuz soyulur... İçimizdeki güzellik dışımıza çıkana kadar.
Azra Kohen (Çi)
Gitmek istediğimiz yerden bizi uzaklaştıracak tepkiler verip, sonra da adaletsizliğe sığınmak tam insana göre.
Azra Kohen
Yolcunun kararlılığı değil miydi varılacak yerin değeri?
Azra Kohen (AEDEN: Bir Dünya Hikayesi)
Anladılar, anlaştılar, huzur buldular, paylaştılar. Birbirlerinde var oldular..
Azra Kohen (Pi ( Bu Hikaye Burada Bitecek ve Sen Başlayacaksın...))
Mükemmelliği tetikleyen şey eksiklik duygusudur. Bu duygu, senin en büyük engelleyicin ya da kendi potansiyelini doldurmakta en büyük gücün olabilir Numi. Sürekli neden eksik olduğuna takılıp kendini yargılamaya geçersen seni engeller, ama bu eksiklik hissinin seni mükemmelliğine taşıyan bir motivasyon olduğunu anlarsan, çabaya geçersen kendi potansiyeline dolarsın. Kendini eksik hisseden biri mükemmelliğe, kendini tam hisseden birinden daha yakındır.
Azra Kohen (AEDEN: Bir Dünya Hikayesi)
Etrafında gördüğün her kişinin, değişik hayatlara doğmuş, değişik deneyimlerden geçmiş ve bu deneyimler sonucunda bugünkü kimliklerine bürünmüş aynı enerji zerresi olduğunu düşün. Yani bu evrende aslında bir tek sen varsın ve geri kalan her şey senin kombinasyonların, değişik deneyimlere doğmuş ve bu deneyimlerdeki duygular tarafından şekillendirilmiş kombinasyonların. Başkasını yargıladığında, aslında kendini yargılıyorsun. Yargılamak insanlığın en büyük duvarı, anlamak ve kabullenmekse tek ilacı.
Azra Kohen (AEDEN: Bir Dünya Hikayesi)
Acıdan kaçmayın, odaklanın. Acı odaklandığınızda küçülürken, ondan saklanmaya, görmezden gelmeye çalıştığınızda her tarafa yayılır, büyür. Sadece size değil etrafınızdaki herkese bulaşır. Hayatınızı kaplar. Odaklanın ve anlayın, acı anlaşıldığında huzura dönüşür... Kolay olmayacak ama vazgeçmediğinizde başaracaksınız.
Azra Kohen
Hayat bizi zorladığında aslında gelişime çağırıyordur. Tekamülümüz için fırsat veriyordur. Evrende hata yoktur Sonje. Vermemiz gereken tepkileri erdemli bir şekilde verebilecek kadar gelişip gelişmediğimizin ölçümünü yapar her kriz. Hata olarak algıladığımız şey,algımızdaki zayıflıktır,büyük resmi görememekten, kendi küçüklüğümüzden kaynaklanır tüm endişe ve korkularımız. Deneyime hakkını vermeyenlerin karmaşasıdır. Aeden'deki tüm kültürler için geçerli olan her efsaneyi düşün Sonje, deneyimi analiz eden biri için hata sadece fırsattır, bir hatayı düzeltebilecek güçte olmanın fırsatı. Kızmak, kurban gibi hissedip pes etmek ya da karşısındakini suçlamak yerine sakince analiz etmek zorundasın. Bir şeyi neden istediğini, neden istemediğini ve ne istediğini, yani seçimlerini analiz edebildiğin kadar varoluşu anlayacaksın.
Azra Kohen (AEDEN: Bir Dünya Hikayesi)
Avuç büyüklüğünde küçük bir taş ve onu oyarak bir gitara dönüştürmeye çalışan Deniz, kendisini seyreden çocukların ilgisinden aldığı motıvasyonla gıtarın sapında olması gereken oyuntuyu vermek için küçük küçük vurdu darbelerı taşa sakince konusurken: "İşte bizi de böyle sekılllendırır hayat... Olmamız gereken seye donusebılmek ıcın küçük küçük darbelere ihtiyacımız vardır. Maalesef darbeler acıtır, büyürken acırsınız. Ama ancak acıyarak kendimizi bulduğumuzu kimse söylemez bize, belki de korkacağımızı sanırlar. Halbuki ruhumuz acıdıkça kabuğumuz soyulur... İçimizdeki güzellik dışımıza çıkana kadar. Aynı taşın içindeki bu heykel gibi." Elindeki heykelciği çocuklara göstermek için kaldırdı. Küçük Kaan, "Büyük şeyler de yapabilir misin? İnsan heykeli mesela" dedi. Deniz gülümsedi, "Çok çalışırsam ve zamanımın tamamını bir süre onu yapmaya ayırırsam yapamacağım hiçbir şey yok" diye cevap verdi ve Kaan`ın gözlerine bakıp, "İnsan vazgeçmediği herşeyi yapabilir" dedi. "Ben acımayı hiç sevmiyorum Deniz Abi" dedi heykelciğin bitmesi için sabırsızlanan küçük Elif. Acıda kalmıştı aklı. Deniz, "Merak etme Elif, büyüdükçe bedenin daha az acıyacak. Daha az düşeceksin, artık ayak parmağını o kadar da vurmayacaksın, dizlerin kanamayacak çünkü bedenin acıya acıya kendini daha iyi taşımayı öğrenecek" dedi. Ruhi kaşlarını çatarak baktı Deniz`e, tilki tarafından ısırılan köpeğini vurmak zorunda kalmıştı babası, kalbi çok kırıktı. Sanki dünyadakitüm tilkileri yok ederse ancak rahatlayacaktı. Deniz özellikle ona bakarak devam etti konuşmasına: "Büyüdükçe artık bedenimizin değil, rukumuzun acıdığı şeyler yaşamaya başlarız. Benim başıma neden bu geldi derken bulursun kendini. Ama nasıl bu darbeler olmasa elinizdeki heykelcikler ortaya çıkamazsa, hayatın ruhumuza yaşattığı acılar olmasa da biz, biz olamayız, olgunlaşamayız. Çünkü acı hisseden kişiden bir şey doğar: İntikam ya da anlayış. Seçim bizim. Kendine acıyanlar intikamı seçerler ve sonunda intikamını almaya çalıştıkları şeye dönüşürler. Haksızlığa uğradığı için intikam peşinde koşan biri haksızlığa uğratır. Anlamayı seçenlerse olgunlaşırlar. Bırakın hayat sizinle uğraşsın, acıtsın. İntikama düşmeyin, anlayın, anlayın ki öğretsin, değiştirsin. Bırakın hayat sizi kendinizle tanıştırsın." Gitarın oyması bitmişti, Elif`e verdi. Bir gün buradan giderse geride kendinden bir parça bırakmak istemişti daha hiç gitmeye niyeti olmasa da. Geride bıraktığı parçanın bu küçük heykelcikler değil, çocukların verimli beyinlerine ekilmişilham tohumları olduğunu düşünmeden başladı son taşı oymaya, bu taş Ruhi`nin köpeği içindi. O köyden bir sanatçı çıkacaktı. elif, yazdığı üç kitapla kitlelere ulaşıp farkındalık yaratacak, o kitabı okuyan bir müzisyen esinlenip yeni bir müzik yaratacak, çalışırken o müziği dinleyen genç bir kimyacı amgdalinden leatral üretmeyi başaracak;kanserden ölmek üzereyken kimyacının ürettiği leatrali kullanan bir avukat kanseri yenip çocuk haklarını esas alan çok önemli bir yasanın meclisten geçmesi için savaşıp kazanacak;meclisten geçen yasa sayesinde hayatı kurtulan bir çocuk milyonlarca insanın hakkını yağmadan kurtaracaktı...Şükürler olsun ki hayat her an, hepimizden daha akıllıydı. Tek yapmamız gereken ilhamımızı bulmak ve ölesiye onu korumaktı. Çünkü evrende tesadüf yoktu.
Azra Kohen
Deneyimlediğim kadarıyla, insanın en belirgin özelliği, adaptasyonu. Bu özellik sizin hem gücünüz hem de zaafınız. Adaptasyonunuz sayesinde birçok durumda ayakta kalabiliyorsunuz ama yine adaptasyonunuz sayesinde düzeltmeniz gereken birçok yanlışın içinde de rahatlıkla yaşayabiliyorsunuz. Yanlışlığını fark etmenize rağmen adapte olma haliniz, o yanlışı düzeltmek adına sırası gelen değişikliğe karşı direnç göstermenize yol açabiliyor. Alışkanlıklarınız, engelleriniz haline gelebiliyor. Bu direnci kırdığınız anda, bir sınraki evreye adapte olabilmeniz evrende bedenlenen birçok Çi deneyiminden daha hızlı. Kısacası eğer kendinizle mücadele edip kendinize izin verirseniz çok hızlı evrimleşiyorsunuz.
Azra Kohen (AEDEN: Bir Dünya Hikayesi)
Varoluşun ana fikri,deneyimlemektir,her şeyi bilmek değil. Bilgi ancak deneyimlediklerini analiz etme yetisi geliştirdiğinde ve diğer deneyimleyenleri yargılamayı kestiğinde işe yarar kıvama gelir. Çünkü önemli olan bilmek değil anlamaktır. Gerçekten anladığında asla yargılamazsın. Yargılamak varoluşa aykırıdır. Her varlığın mutlak bir TEK'ten geldiği bir mekanizmada yargılamak en büyük saygısızlıktır. Kısacası varlık aslında her şeyi bilerek bedenlenir ama amaç daha fazlasını anlayabilmek olduğundan doğumla birlikte bilinci geçmişte biriktirdiği bilgilere kapatılır. Çünkü önemli olan geçmişte anladıklarının özüne ne kadar işlediğini ölçebilmektir. Bilginin davranışa dönüşüp dönüşmediğini ölçer hayat. Varlığın yaşayacağı her kriz, yaşamı ne kadar anladığını ölçmek için özenle tasarlanır ve yaşanılan zorluk ne olursa olsun seçimleri daima yaşamın yanında olanlar varoluşun katmanlarında ilerlemeye hak kazanırlar. Yaşamın yanında olmak, anlamakla başlar, anlamaksa yadırgamamakla. Sonuca varmak için acele edenler hep kestirmeden gidip mutlak sonuç ararlar ama böylesine zengin anlamlarla var edilmiş evren mekanizmasında son ve sonuç aslında yoktur, değişim, dönüşüm vardır. Her son bir başlangıç, her sonuçsa varılan Tek'ten yeni bir anlama yolculuktur. Ama ne demek istediğimi anlamak için önce varoluş yolculuğunu fark etmelisin.
Azra Kohen (AEDEN: Bir Dünya Hikayesi)
Yeteneğine ancak bir amaca hizmet etmeyi öğretirsen onu geliştirebilirsin.
Azra Kohen
Olmamız gereken şeye dönüşebilmek için küçük küçük darbelere ihtiyacımız vardır. Maalesef darbeler acıtır, büyürken acırsınız. Ama ancak acıyarak kendimizi bulduğumusu kimse söylemez bize, belki dekprkacağımızı sanırlar. Halbuki ruhumuz acıdıkça kabuğumuz soyulur... İçimizdeki güzellik dışımıza çıkana kadar.
Azra Kohen
Hep yanımda, tenim gibi... bambaşka olsa da, hissi hep kendim gibi.
Azra Kohen (AEDEN: Bir Dünya Hikayesi)
İnsanları hayatından hata yaptıkları için değil onlardan umudunu kestiğin zaman çıkartırsın.
Azra Kohen (Fi)
Aeden in en cok düşünceden düşünceye atlayan ırkıydı insanlar. Bir konuyu tamamlamadan meraklarının sürüklediği diğer konulara sürüklenme eğilimindeydiler.Bu, insanın zihninin daha hızlı gelişmesine neden olan bir özellikken aynı zamanda diğer ırklarca ''insan önyargısı'' diye bilinen zayıflığının da temeliydi. Hızlı düşünme ancak kalıplar oluşturarak mümkün olabiliyordu. Ve her kalıp bir önyargıya dönüşebiliyordu. Hızlıca karar vermeye çalışırken kendi önyargı hapishanesinde kalabiliyordu insanlar.
Azra Kohen (AEDEN: Bir Dünya Hikayesi)
İnsan organizması sorması gereken sorular yerine hep karşısındakinin duymasını istediği cevapların sorularına odaklanmaya eğilimli.
Azra Kohen (AEDEN: Bir Dünya Hikayesi)
Hayat seni kendinden uzaklaşmaya başladığında yakalar ve öyle bir köşeye sıkıştırır ki kaçamazsın. İçindeki gücü bulup dönüşmen gereken şeyi net bir şekilde görene, anlayana kadar sıkıştırır. Acıtır. Anlamadan gidemezsin nu dünyadan çünkü anlamak, anlamlandırmak için buradasın. Kendini bulmadan var olamazsın çünkü potansiyelini doldurmak zorundasın
Azra Kohen (Çi)