Aylin's Quotes

We've searched our database for all the quotes and captions related to Aylin's. Here they are! All 51 of them:

Aylin stepped outside before Danello could argue further. What's going on Nya's declaring war on the Duke he said. I thought we alredy did that.
Janice Hardy
Have patience, Aylin, this is only the beginning. I can give you this answer to your question, though. There are more than faeries and witches in these woods." -Finn
Anne Haley (Rising Moon (The Rune Stone Trilogy, #1))
Savaşmayı bırakan insana kim ne yapabilir ki? Yenilmek kadar büyük özgürlük yok, şimdi kazananlar düşünsün Osman.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Hayatta gri renkler vardır.Hiçbir şey siyah beyaz değildir.Hele sevgiler hiç değildir.
Ayşe Kulin
Nelerden korktuğumuzu, neleri istediğimizi, neleri sevdiğimizi, neleri sevmediğimizi belirlemişiz. Bu sınırların dışına çıkarsak yanlış bir şey yapacakmışız gibi hissediyoruz. Kendimize "Ben" adında bir hapishane yapmışız, bir türlü tahliye olamıyoruz Osman.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Aylin had gotten under his skin, and for all his experience fighting enemies, he had no defense against a female whose strength humbled him, whose voice soothed him, and whose touch drove him wild.
Larissa Ione (Chained by Night (MoonBound Clan Vampire, #2))
Daha birkaç ay evvel, ne güzel, basit bir hayatım vardı. Dünyadan haberim olmadan, köpek gibi çalışarak, kıçı kırık bir oyuncuyu sevgilim sanarak yaşıyordum. Her şey ne kadar kolaydı o zaman. Keşke zamanı geri alabilseydik. Keşke Sinan beni Aylin’le aldatmasaydı… Şu masadan, yedi ay öncesine ışınlanabilmek için nelerimi vermezdim!
Arzum Uzun
Zamanında Karadeniz dağlarına yaptığım kısa seyahatte, ölen birinin ardından "Uçtu" dediklerine şahit olmuştum. Sarp yamaçlarda çay toplarken uçurumdan düşen bir kadının ardından söylemişlerdi. Rahmetlinin düşüşüyle değil, uçuşuyla ilgilenmeleri çok hoşuma gitmişti. Başka bir yerde de, gidenlerin ardından "Öldü" demek yerine "Yaşadı" dediklerini duymuştum. Bak düşün, nasıl da farklılar değil mi?
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Artık çok da umurumda değil çünkü. Her geçen günün bizi kendi cenazemize yaklaştırdığı bilgisini önbellekte tu­ tunca hiçbir şey çok mühim değil. Acele etmem gereken bir şey olduğunu zannetmiyorum. Kafam nasıl rahatladı anlata­ mam... Yarışı bıraktım, şampiyonluk turu atıyorum Osman.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Geceleri kafayı yastığa koyduğunda kalbin, vicdanın rahatsa, işte o geceler dünyanın en kutlu geceleriymiş. Dinler­ken boş boş konuşuyorlarmış gibi geliyordu ama ihtiyarlar haklıymış buna inanabiliyor musun? Bir de şunlar varmış: Büyük bir savaş görmüş hiç kimse, artık görmemiş gibi yapamazmış. Bir savaştan çıkmış hiç kimse, artık aynı kişi ola­mazmış. Kazanmak kaybetmek gibi olaylar komple yalan­mış. En önemlisi, "Ben elimden geleni yaptım" kadar güzel cümle yokmuş, tam buradan devam edeceğiz Osman.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Yine hayatımı kurdardım, ben olmasaydım ayvayı yemiştim cidden. Ben bu kendimin hakkını nasıl öderim hiç bilmiyorum Osman.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Herkesin bana seni sormasından da sıkıldım. Bu ayrılık beni adeta dişi Werther'e çevirdi ve ben o lavuktan gerçekten hiç hazzetmiyorum. Ayrılık acısına iki motor taksam çoktan uzaya gitmiştim, boşa giden enerjiye yanıyorum.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Dinlediğim şarkı "Neydi bir arada tutan şey ikimizi?" diye soruyor, "Mezon Alan Teorisi" diye cevap veriyorum. Romantizm pek bana göre değil Osman, olmuyor, yapamıyorum.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Hani konuşmuştuk ya, insan vücudu tatile giderken ne bulursan tıkıştırdığın bir bavul gibi. Bir kere açtıysan bir daha katiyen aynı şeyleri içine sığdıramıyorsun. İşte benim de kendimi söküp takmaya çalıştığım o gece, bütün organlarımı hatırladığım kadarıyla yerlerine yerleştidikten sonra bir parçam dışarıda kaldı. Anlayacağın, bir süredir beynimi dandik bir pazar poşetinde taşıyorum. Eksik kadroyla iyi bir mücadele sergileyemiyorum, ben ayrılmak istiyorum Osman.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Aylin cackled at his misery. It was going to be a fun trip to Venice.
F.M. Aden (The Court of the Undead (Trueborn #1))
Du bist 18 und deine Freunde sind mit Balken vor den Augen in den Zeitungen. Sie liegen in den Parks und auf der Pennerwiese herum, sie sind jetzt die Statistik aus den Talkshows, abgeschoben, in der Entzugsklinik oder im Gefängnis. Manche mussten zurück, so wie Bojan. Manche können nicht zurück, weil sie von nirgendwo herkommen, so wie Savaş. Manche mussten gehen, ohne zu wissen wohin, so wie Aylin. Und manche gingen, weil sie sich dazu entschieden hatten, so wie Merve Teyze. Aber wenn es eine Sache gibt, die ich spätestens an dem Nachmittag in der Garage begriffen habe, dann, dass wir alle auf dieser Welt nur beschissene Gastarbeiter sind, und das Einzige, was du tun kannst, ist, aufstehen und das Leben suchen, solange du noch kannst.
Necati Öziri (Vatermal)
Geceleri uykumdan uyanıp da yanımda kendimi görünce korkudan aklım çıkıyor. Onca yıllık kendimim, hâlâ kendime alışamadım. Yani ben henüz kendimle ilgili oryantasyon sürecimi tamamlayamamışken bir başkasına alışmamı beklemek delilik olur
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Tam bu noktada, “İşte o anda anladım ki” gibi beylik bir ifade tonuna geçip bu hikâyeden çıkarılacak dersi anlatmaya başlamam gerekir belki. Yok ama,ders mers yok, hayat böyle bir yer değil. İnsan istiyor ki, her şey birbiriyle bağlantılı olsun, işaretleri takip ederek bir sonuca ulaşılsın ve o anda bir aydınlanma yaşansın.Ama olmuyor.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Camdan bir kavanoza kıstırılmış sinek gibi boşa kanat çırptığımı düşünüyorum çoğu zaman. Belki de bu yüzden sabahları, bütün gece inşaata kum çekmiş gibi yorgun uyanıyorum. Hiçbir şeyin değişmemesi bir taraftan konforlu ama öte yandan çok bunalıyorum. Dertsiz bir hayat olmayacağını biliyorum da, ben artık başka dertlerle boğuşmak istiyorum
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Bireysel düzlemde başımıza ne geliyorsa, kendimizi bu kadar kurcalamaktan geliyor bence. İnsan denilen makine çok bızıklanınca bozuluyor. Herkes gibi benim de işin içinden çıkamadığım,umutsuzluğun doruklarında gezindiğim zamanlar oluyor. Ancak önceye ya da sonraya takılıp kendimi harap etmemeye uğraşıyorum.Bu günden başka hiçbir güne yüz vermiyorum. Biliyorsun ki geçmişi sevmem, gelecekle işim olmaz.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Kuyuya sarkan bir ip varsa ya düğümler kendini asarsın ya da tırmanıp yukarıya çıkarsın. Seçenekleri bu ikisine indirdiğinde karar vermek nasıl da kolaylaşıyor değil mi ?
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Neresinde kaldığımı unutmayayım diye değil, tam neresinde vazgeçtiğimi hatırlayayım diye sayfayı köşesinden katlayıp rafa kaldırıyorum, yani artık istemiyorum Osman.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Kendimizi sabit, katı, değişmez bir şey sanıyoruz. Kim olduğumuzla ilgili fikirlerimiz ve kararlarımız var. Nelerden korktuğumuzu, neleri istediğimizi, neleri sevdiğimizi, neleri sevmediğimizi belirlemişiz. Bu sınırların dışına çıkarsak yanlış bir şey yapacakmışız gibi hissediyoruz. Kendimize “ Ben” adında bir hapishane yapmışız, bir türlü tahliye olamıyoruz Osman.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Gerçekler çoğunlukla acı, her zaman özgürleştiricidir. Bak, sana felsefenin temel ilkeleriyle konuşuyorum. Ben o kayayı sırtımda taşımak yerine, önüme koydum heykel gibi yontuyorum. Bir şeye benziyor mu bilmiyorum ama eserimle gurur duyuyorum Osman.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Artık hiçbir şeyle kavga etmek gelmiyor içimden. Ellerimi kaldırdım, teslim oluyorum. Savaşmayı bırakan insana kim ne yapabilir ki? Yenilmek kadar büyük özgürlük yok, şimdi kazananlar düşünsün Osman.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Or perhaps she would be applying her innovative light therapy to the White House staff.
Ayşe Kulin (Aylin)
Korku­ larımızın ve arzularımızın altını kısabilirsek biraz daha mut­ lu yaşayabiliriz Osman. "Bunu nasıl yapacağız?" diyebilirsin. Ben olsam derdim. Cevap tam da bu "Ben" dediğimiz şeyde galiba. Kendimi­ zi sabit, katı, değişmez bir şey sanıyoruz. Kim olduğumuz­ la ilgili fikirlerimiz ve kararlarımız var. Nelerden korktu­ ğumuzu, neleri istediğimizi, neleri sevdiğimizi, neleri sev­mediğimizi belirlemişiz. Bu sınırların dışına çıkarsak yanlış bir şey yapacakmışız gibi hissediyoruz. Kendimize "Ben" adında bir hapishane yapmışız, bir türlü tahliye olamıyo­ruz Osman.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Yaşamımın sürekli talihsiz bir kaza nedeniyle değişmesin­ den çok yorulsam da artık bununla kavga etmiyorum. Artık hiçbir şeyle kavga etmek gelmiyor içimden. Ellerimi kaldır­ dım, teslim oluyorum. Savaşmayı bırakan insana kim ne ya­ pabilir ki? Yenilmek kadar büyük özgürlük yok, şimdi kaza­ nanlar düşünsün Osman.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Az önce olmasıyla on sene önce olması arasında bazen hiçbir fark olmuyor. Çünkü bilirsiniz, takvimlere bakarak tayin edilen zaman sadece buz gibi bir matematiktir. Oysa özlemekler sayılmaz. Özlemekler bilhassa yalnız kaldığınızda gelir suratınıza kürekle vurur.
Aylin Balboa (Belki Bir Gün Uçarız)
Başka bir yerde de, gidenlerin ardından "Öldü" demek yerine "Yaşadı" de­ diklerini duymuştum. Bak düşün, nasıl da farklılar değil mi? Olayların etkisi, tamamen bizim onu nasıl tarif ettiğimiz­ le ilgili. Öldü, düştü, parçalandı diye anlattığında trajik ola­ cak bir şey, uçtu dediğinde bambaşka bir his bırakıyor. Ar­ tık seçtiğim kelimelere daha çok dikkat ediyorum. Umarım zamanı geldiğinde benim ardımdan da "Yaşadı ve uçtu" der­ ler Osman.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Bu ara sık sık o yalnız balinayı düşünüyorum. Hani diğer tüm balinalardan farklı frekansta bir ses çıkardığı için hiçbi­ri tarafından duyulmayan, yıllardır okyanusta tek başına do­laşan o kimsesiz balinayı. Herkes aynı şarkıyı söylemek zo­runda değil ki. Bunun bedelinin bu kadar ağır olmasına çok kızıyorum. O balinaya büyük bir şefkat duyuyorum, ben ay­rılmak istiyorum Osman.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Bazen saatlerce internetten uzaydaki uyduların canlı ya­ yın akışlarını izliyorum. Her şeyin olağanüstü bir olağan­ lıkta akması, o sonsuz boşlukta hiçbir şey olmaması ruhu­ ma iyi geliyor, sakinleşir gibi oluyorum. Bu sakinlik televiz­ yonu açana kadar sürüyor. Cennet vatanımızın politik gün­ deminden saçlarım beyazladı, sinirden yatak sardım, kapu­ tumdan dumanlar çıkartıyorum. Ülkenin hali hal değil, bu olanlar yalnız başına taşınacak gibi değil. Gelip biraz destek atsan ne güzel olur Osman, ben kaldıramıyorum.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Dünyadaki bütün oksijen bir anda bitmiş gibi hissettiğin oluyor mu bazen senin de? Panik atak diyorlar ama tam öy­ le değil bence. Aşırı yüklenmeden dolayı kilitlenmek. Bey­ nimiz, o bedenin kullanıcısı olan bize, "Hoop birader, yavaş ol! Böyle devam edersen sistem çökecek, yakacaksın hepi­ mizi, rica ederim bir kendine gel" demeye çalışıyor. İşte öyle anlarda kendini kapatıp açmayı bir başarırsan gerisi ken­ diliğinden halloluyor Osman.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Olduğunu sandığı kişiye tutunup asla sınırlarının dışına çıkamayan insanlar için üzülüyorum artık. "Ben şöyle biri­yim, ben böyle biriyim" diye boyuna konuşmalarına da ta­hammül edemiyorum. Hiç sınanmadıkları durumlarla ilgi­li kesin bir biçimde "Ben olsam şöyle yapardım" dediklerin­ deyse artık anlattıklarını hiç ciddiye alamıyorum. Hayat ye­ri gelince insanın ağzını burnunu öyle bir yamultur ki, fele­ğini şaşarsın. İnsan söyledikleri değil, yaptıklarıdır Osman.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Bir hayattan daha sağ kurtulmuş gibi hissediyorum ken­ dimi. Bernhard, yine Kiler'de şöyle bir şey de söylüyor: "Ge­ leceğim olmadığına dair önceki inancım yok olmuştu, artık geleceğim olabileceğine inanmıştım ve aniden her şey ben­ de hayranlık uyandırmaya başlamıştı ki çok uzun zaman ön­ ce kaybolup gitmiş bir duyguydu bu. Eskiden çoğu kez yaptığım gibi, kendimi bir geleceğim olacağına ikna etmem ge­ rekmiyordu artık, bir geleceğim vardı. Yaşamıma yeniden kavuşmuştum ve onu yeniden avuçlarımın içine almıştım." Ben de tam böyleyim şimdi işte. Yine hayatımı kurtardım, ben olmasam ayvayı yemiştim cidden. Ben bu kendimin hakkını nasıl öderim hiç bilmiyorum Osman.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Unutmak da tuhaf mesele. Hayatta kalabilmek için birçok şeyi unutmak zorundayız. Geçtiğimiz kış, çok korkunç diş ağnsı çektim mesela. Şimdi düşününce nasıl şiddetli ağrıdı­ ğını hatırlıyorum ama o ağrının nasıl bir şey olduğunu ha­ tırlayamıyorum. Örneği fiziksel bir ağrıdan versem de söy­ lemeye çalıştığım şeyi anladığım tahmin ediyorum. Herhan­ gi bir konuda, her hatırlamada aynı ağrıları çekiyor olsak ya­ şamak dayanılmaz olurdu. Düzeneğimizin bizi koruyan ve kollayan bu şefkatli numarasına bayılıyorum. Yalnız ben bu unutma işinde biraz fazla ileri gitmişim, beynimi unutmak için o kadar acımasızca eğitmişim ki, artık lazım gelen şeyleri de hatırlayamıyorum. Geçmiş bulanık bir nehir gibi içimden akıp gitmiş... Altında kaldığım taşların ağırlığım biliyorum da mevzu tam olarak neydi bir türlü çıkaramıyorum Osman.
Aylin Balboa (Bu Hikâye Senden Uzun Osman)
Toutes les armures ont des cicatrices. C'est ce qui font qu'elles nous appartiennent.
Aylin Manço (Ogresse)
What is…” Aylin frowned at the world, wondering how to repeat it. “... Phoenix?” “My father’s capital,” I spoke up. I wasn’t happy at the reminder of his sprawling empire, and I certainly wasn’t eager to go back there. Sure, it was filled with beautiful cities with clean infrastructure and booming economies… and on the surface, they might even enjoy deceptive freedoms. But it was an empire, not a democracy, and it was run by a crazed man who would bathe the world in fire to protect me from a paper cut. That empire would be mine, someday. I didn’t want it, but there it was.
Simon Archer (Arch Rivals (Super Hero Academy, #2))
I’m totally gonna fall on my face,” he announced. I looked over at Aylin and smiled. “She said the same. Just blame Matt and say he tripped you. Everyone’ll believe it. He’s a dick.” “Fuck you, Gateon,” Matt fired back in his best approximation of good-naturedly. “See?” I grinned. Eric laughed, and some of the tension eased out of his body. “Alright, fine. I’m blaming Matt. No hard feelings, Barbur.” “Again,” Matt retorted in an almost sing-song cadence, “fuck you both.” Kara poked me in the side. “But what if Matt falls?” “Then we blame air pockets,” I suggested. “That works.
Simon Archer (Arch Rivals (Super Hero Academy, #2))
I’ll have the big one.” I pointed to the giant funnel cake painted on the front of the stand. It was the size of six funnel cakes, had three flavors, red velvet, standard, and churro, and was absolutely drenched in whipped cream, strawberries, and powdered sugar. “Are you getting it for the challenge?” the lady asked as she looked at me dubiously. “There’s a challenge?” I asked because I’d meant to bring it back so we could all share it, but before she could even respond, Eric piped up. “Yeah. if you can eat the whole thing in thirty minutes, it’s free!” He grinned at me. “You can totally do it, Nick.” “I also think you can do it, Starlight,” Aylin added and when I looked at her, I suddenly very much wanted to do it. “Okay, sure!” I smirked. “One challenge.” I smacked my belly. “Nothing like six thousand calories of sugar to rev you up.” “Damn straight!” Eric said with a bounce. “Man, this is gonna be so cool. I watched someone try earlier, and he barfed all over the floor before he was a quarter full.
Simon Archer (Arch Rivals (Super Hero Academy, #2))
I tore into the funnel cake with reckless abandon. I speared a large strawberry with my fork, rubbed it in some cream, and swallowed it in a single bite. It took me another size bites before I hit cake number one. It was red velvet, and the taste of it nearly sent me to Heaven. “Holy shit,” Eric said as he watched me devour the first cake in a couple bites. “It’s only been thirty seconds.” “My Starlight is truly amazing,” Aylin said with a quick glance at him. Then it started to get hard because I realized that there was a layer of Bavarian cream between the first red velvet cake and the next one. I hastily dug into it, and I realized I had a problem. “Eric,” I said around a mouthful of red velvet. “I need a second fork. It’s time to dual-wield this bitch.
Simon Archer (Arch Rivals (Super Hero Academy, #2))
The Kai-lao girls were arrayed in a triangular formation, but they did not hold themselves as any warriors I knew. Each young woman was posed in strange, exaggerated ways, some balancing on one foot with arms raised, others crouched low and back with hands scrunched up in imitation of animal claws… I think. More so, they all dressed in identical uniforms save for the color, a literal rainbow. Each uniform… or maybe the girls themselves?... sported ears like a Terran feline with tails to match. Considering they twitched and moved, I could only guess they were natural. “Andrea Baker,” I said into the comms, “I misunderstand. You said when you spoke of ‘a cat fight,’ that it was a figure of speech? Perhaps you misspoke?” “Oh my God, Aylin,” Andrea laughed into the comms, “I really thought it was a joke, but I guess I was wrong. It really will be a cat fight!
Simon Archer (Arch Rivals (Super Hero Academy, #2))
yet. Not yet, but the thing that’s important here is the alien… devices in that box can synch our powers. It let me access and control Aylin’s powers from outside her body.” Kara then caught on as I knew she would. “So, you’re thinking maybe… maybe she can activate yours for you? Be the conduit that you usually are?” “Hey now,” Andrea interjected, “while this sounds maybe possible on paper, Nick, your body is meant to channel all this, well, infinite power stuff. Aylin’s really strong, sure, and you guys are on whatever wavelength this is, but will it hurt her to try? And what about this, uh, device?” She gestured to the black case in my hands. “Can it handle that much power?” “Yeah, I mean, good points,” Eric added. “Like, dude, if this whatchamacallit--” “It’s a sacred alien sex toy,” Starlight said nonchalantly, words that made Eric’s face go beet red.
Simon Archer (Arch Rivals (Super Hero Academy, #2))
Ben susmayı beceremedim hayatımda, ne aşkta ne kavgada! Parası neyse verir gibi de çatır çatır ödedim bedellerini... Kah acı çektim nefesim kesilene dek kah gözlerimden yaşlar geldi seviştiğimde hazzın şiddetiyle, kah kahkahalar attım etrafımda hiç kimse yokmuş gibi kah şehirler değiştirdim sanki daha önce yokmuşum gibi...
Pınar Aylin (Peri Masalı)
Delilikle dahilik arasındaki ince çizgi kadar keskindi, cesaretle cehalet arasındaki!
Pınar Aylin (Peri Masalı)
Vitrin odaklı yaşamak, göstermek, hatta göze sokmayı amaç edinmek, kişiyi ruhundan o kadar uzaklaştırıyor i, ışıltıların içinde mutsuz kalmakla cezalandırıyor kendini, bilmeden sebebini. Öncelikle mutlu olma yollarının sadeleşmekten geçtiğine inananlar biliyorlar ki, ' Çok kıymetli malı olan kimse avaz avaz bağırmaz!
Pınar Aylin (Peri Masalı)
Büyümek denen şey iyiydi aslında da yaşlanmak denen olguyu sevmiyordum, 'yaş almak' olmalıydı onun asıl adı. İnsan yıllarla birlikte adeta 'tat'lanıyordu, oldukça olgunlaştıkça lezzetlenen bir meyve gibi.
Pınar Aylin (Peri Masalı)
Gülümsediğimizde bile karşımızdakinin içini ısıtma kuvvetimiz varken, neden hala kendi tuzaklarımıza düşüyoruz?
Pınar Aylin (Peri Masalı)
Kölelik aslında yok olmadı günümüzde sadece şekil değiştirdi, 'sahip', sahip olmak istediklerinin peşinde artık bir köle!
Pınar Aylin (Peri Masalı)
Ladies and gentlemen, I present to you, the Leviathan!” He announced. There were several beats of silence where absolutely nothing happened. I looked from him to Gemma, then to Eric and Aylin, who shared the same puzzled expression that I wore on my own features. We continued to watch Bastion as he looked expectantly over his right shoulder, then chuckle nervously. He cleared his throat. “I said, ladies and gentlemen, I present to you, the Leviathan!” When again nothing happened, he turned around, stomped his booted feet on the dock, and shook his fists angrily. “What the hell! Why don’t you ever listen to me?
Simon Archer (On Thin Ice (Super Hero Academy, #4))
She’s an ol’ girl, but she’ll get the job done,” Bastion replied proudly, then bowed to Aylin. “Terribly sorry, Miss. I didn’t catch your name.” “I did not throw it,” Aylin answered
Simon Archer (On Thin Ice (Super Hero Academy, #4))