Atla Quotes

We've searched our database for all the quotes and captions related to Atla. Here they are! All 23 of them:

Bu türk kızları böyle, kefe gibi ağır olurlar. bunlarda böylesi makbul. Al bunları, boynuna bağlayıp denize atla. Öbür dünyaya asık suratla gitmek için bundan iyisi olmaz. Ulan güzel kızsın, gülücen de pulların mı dökülecek?
Sevgi Soysal (Yenişehir'de Bir Öğle Vakti)
It's okay. You can laugh. It's funny.
Azula
When you reach your lowest point, you are open to the greatest of change", Avatar Aang.
ATLA Series
arşı geç ferşi atla sidreyi aş gör ne var maverada ibrethiz...
Peyami Safa (Yalnızız)
Oturma! Ayağa kalk ve gerçeğin üzerine atla!
Mehmet Murat ildan
Basının üstünden büyük bir rüzgâr geçiyor. Yalancı bir fecirle(şafak) başlayan asır kararıyor ve sana tek ümit ışığı olarak en kudretli kaynağı uranium’da değil, senin ruhunda sıkışmış maddeden koparak çıkardığın korkunç tahrip âletinin patlayışından yükselecek alevi bekletiyor. Ey bahtsız! Tarihinin hiç bir devrinde kendine bu kadar yabancı, bu kadar hayran ve düşman olmadın. Laboratuarında aradığın, incelediğin, oyduğun, dibine indiğin, sırrını değiştiğin her şey arasında yalnız ruhun yok. Onu beyin hücrelerinin bir üfürüğü sanmakla başlayan müthiş gafletin, otuz yıl içinde gördüğün iki muazzam dünya harbinin kan ve göz yaşı çağlayanlarında en büyük dersi arayan gözlerine bir körlük perdesi indirdi. Bırak şu maddeyi, boğ şu ölçü dehanı, doy şu fizik ve matematik tecessüsüne, kov şu kemiyet fikrini, dal kendi içine, koş kendi kendinin peşinden, bul onu, bul kendini, bul ruhunu, bul, sev, bil, an, gör, kendi içinde gör Allah’ını. Kendine dön, kendine bak, kendine gel. Aptalca bir konfor aşkından doğduğu halde her biri daha korkunç bir dünya harbi hazırlayan teknik mucizelerinin yanında, senin iç zıtlıklarını elemeye yarayacak ye seni kendi kendinle boğuşmaktan kurtaracak ruh mucizelerini ara. İnan mânevilere ve mukaddeslere, inan! Onlar hakkında bu kadar küçükçe düşünmekten utan! Her sezilen derinliğin ifşa ettiklerini düşünmekten bile seni alıkoyan tabiatçı metodlarını fırlat ve bitlenmiş elbiseler gibi at. Ortaçağ papazında haklı olarak ayıpladığın dar kafalılığın anlayış sınırlarını daha fazla darlaştıran beş duyu idrakinin kapalı dünyası içinde kalma: Arşı geç, ferşi atla, sidreyi aş. Gör ne var maverada ibrethiz.
Peyami Safa (Yalnızız)
Annemin bize anlattığı bir başka dalgınlık hikayesi de şu: Bir gün ikisi beraber bir alışveriş için Üsküdar Meydanı'na inmişler. O sıra, taşıma işinde kullanılan at arabaları vardı. Deniz Abim yine yolda yürürken dalmış ve arabayı çeken atla çarpışmış. Tabii boyu uzun olduğu için atla suratları birbirine tokuşmuş ve at kısa süren bir sersemlik geçirmiş. Bunun üzerine arabacı, "Hoop delikanlı, önüne dikkat etsene, atı perişan ettin!" diye bağırmış. Annem zaman zaman bu olayı da gülerek anlatırdı. Sayfa:108
Can Dündar (Abim Deniz)
nesimî ve mansur'la tenim dağıldı benim; kendi yasımı tuttum, ölüydüm, aşk şehidi... bir aynaya düşer de kırılırken bedenim, söylenen söylenmeyenle mühürlendi idi... düşüş düşleri oldum- ve 'kendinle seviş!...' dediler... Söz'ü gördüm... zaten nicedir üstünde kar ve inkârla belenmiş meneviş sırları var! âh, bu z e h e b î gecede, at üstünden 'eğer'i, atla kayıtsız koşulsuz dörtnala o serseri aynaya... bu h u r u f î hecede ol!... çıplak, mücerred ve hırkasız, çulsuz... ordayım işte, gelgelelim hiç bilmedim yerimi âh, elimle yüzerim elbet kendi derimi...
Hilmi Yavuz
If you listen hard enough, you can hear every living thing breathing together, you can feel everything growing. We're all living together, even if most folks don't act like it. We all have the same roots, and we are all branches of the same tree.
Hue
Mutlu zamanlar, mutluluğun hakkında yorum yapmaman gereken zamanlardır; onun hakkında düşünmeden sadece mutluluğunu yaşa! Düşündüğün zaman yolculuk durur. Öyleyse yürü, dostum! Koş, sevgili dostum! Atla, gül, dans et! Akışa müdahale etmeden, sadece mutluluk yolculuğuna devam et! Mutluyken mutluluğunu asla sorgulama!
Mehmet Murat ildan
Looking along the line of life's yesterdays the reason became apparent why all the wondrous attainments of Poseid had ceased and left no sign, why Atla, which metaphorically held aloft the world into the light of science, had sunk beneath the waters and gone down into deep, mysterious caverns, to be hidden in an ignorance greater than that which shadowed Pompeii and Herculaneum from subsequent centuries.
Phylos the Thibetan (A Dweller On Two Planets)
Ahead of us, a man was pulling a cart of cabbages out into the street. I grabbed three chunks of amethyst in one hand and slammed my other palm into the cart. It burst in to wood splinters, cabbage leaves flying up into the air and raining over the crowd, cabbage heads rolling into the street.
Kylie Lee Baker (The Scarlet Alchemist (The Scarlet Alchemist, #1))
Ah! dedi rahip, genç kız acı bana. Kendini bahtsız sanıyorsun. Ne yazık! Ne yazık! Bahtsızlığın ne olduğunu bilmiyorsun. Ah! Bir kadını sevip rahip olmak, nefret edilmek! Onu ruhunun tüm coşkularıyla sevmek, en ufak bir gülümsemesi için kanını, canını, namını, ahiret mutluluğunu, ölümsüzlüğü ve sonsuzluğu, bu dünyayı ve öbür dünyayı feda edebileceğini hissetmek, ayaklarının altına daha ulvi bir köle olarak serilmek için kral, dahi, imparator, başmelek, Tanrı olamadığına üzülmek, onu gece gündüz rüyalarında ve düşüncelerinde kucaklayıp sarmak ve onun bir subay üniformasına aşık olduğunu görmek! Ve ona sadece korktuğu, iğrendiği kirli bir papaz cübbesi sunabilmek. Sefil, ahmak bir palavracıya aşk ve güzellik hazinelerini dağıtırken kıskançlık ve öfkeyle onu izlemek! Hatları içimi yakan o bedeni, o zarif göğüsleri, bir başkasının öpücükleriyle kızaran ve titreyen o teni görmek! Ah! Tanrım! Onun ayağını, kolunu, omzunu sevmek, mavi damarlarını, esmer tenini geceler boyunca hücremin döşemesinde kıvranacak kadar düşlemek ve onun için düşlenen tüm okşayışların işkenceyle sonlandığını görmek! İşkence tezgahına yatırılmasından başka bir şey elde edememek! Ah! Tüm bunlar cehennem ateşinde kızdırılmış gerçek kerpetenler. Ah! Bedenleri testereyle ikiye ayrılanlar, kolları bacakları dört atla, dört yöne çekilenler ne mutlu! Geceler boyunca damarların kaynarken, yüreğin parçalanırken, başın çatlarken, dişlerin ellerini ısırırken, seni...
Victor Hugo (Notre Dame'in Kamburu)
Sonra Türkler atların dilinden iyi anlarlar. Yani attan a’zami derecede faydalanırlar. At zeki bir hayvandır. İyi terbiye edilirse savaş sırasında çok iyi işler görür.Türkler ata savaş etmeyi öğretirler. Atla o kadar haşır neşirdirler ki onun üzerinde uyuyabilirler. İşte süratlari bundan ileri geliyor. Bizler geceleri onları herhangi bir yerde istirahatte zannederiz.Oysa onlar at üzerinde uyuyarak yol almaktadırlar. Böylece hiç ummadığımız bir anda karşımıza dikilip, hazırlanmamıza fırsat vermeden üstümüze çullanırlar.
Dilaver Cebeci (Büyü)
İyi edebiyat bir filikadır! Kendini her batıyor hissedişinde atla filikaya!
Mehmet Murat ildan
Yukarı çıkarken ayaklarını her basamağa koyman gerekmez, bazılarının üzerinden atla! Sorunlarını çözerken her bir sorunu çözmeye çalışman gerekmez, bazılarının üzerinden atla!
Mehmet Murat ildan
Bazen yolunun üzerindeki bir engel o kadar aptalca olabilir ki onunla uğraşmak istemezsin; üzerinden atla ve zamanını kurtar! Her aptal şeyle veya her aptal kişiyle uğraşmak gerekmez, üzerlerinden atla, onları iyice arkanda bırak!
Mehmet Murat ildan
romanlarda kahraman kahramanlık taslamamalı. bu onu derin yapıyor. hayattaysa tam tersi. hayatta net ve keskin arzuların olmalı. bir roman karakteri değilsen, etten, kemikten yapılma bir insansan taleplerin olmalı, vermezlerse kavga ederek almalısın. sen kahraman değilsin. satır araların, satırlarının altı üstü yok. hayat bu. ya git bir roman kahramanı ol, bir kitabın kapağını açıp içine atla ya da hemen şimdi yaşamaya başla. Doğrudan ol, açık ve net ol, söyle, iste yap! (s.76)
Tuğba Doğan (Musa'nın Uykusu)
Atatürk çiftlik dağlarının ormanlaşması ile bizzat uğraştı idi. Hemen hemen her ağaçta hakkı vardır. Nerede birkaç söğüt görse, pikniğe giderdi. Söğütözü pek sevdiği köşelerden biri olmuştur. Şu küçük fıkra da hatırlanmağa değer. Kendi ağzından dinlemiştim: Bir gün Kurmay Başkanı İsmet Bey’le Diyarbakır çöllerinde atla gidiyorlarmış. Mustafa Kemal demiş ki: - Çabuk bana bir yeni din bul! - Ağaç dini. Bir din ki ibareti ağaç dikmek olsa!
Falih Rıfkı Atay (Çankaya)
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar şu aranıp duran korkak ellerimi tut bu evleri atla bu evleri de bunları da göğe bakalım
Turgut Uyar (Göğe Bakma Durağı (Seçme Şiirler))
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar şu aranıp duran korkak ellerimi tut bu evleri atla bu evleri de bunları da göğe bakalım
Turgut Uyar (Göğe Bakma Durağı (Seçme Şiirler))
The fire in our people, the fire in your father--and in you--has the ability to provide warmth, inspire community, and sharpen the spirit. When unbidden and untempered, however, it will destroy, break, and lay waste to the worlds of man.
Joshua Pruett (Avatar: The Last Airbender: Legacy of The Fire Nation)
GÖĞE BAKMA DURAĞI İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım İnecek var deriz otobüs durur ineriz Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda Beni bırak göğe bakalım Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum Bu senin eski zaman gözlerin yalnız ağaçlar gibi Suların ısınsın diye bakıyorum ısınıyor Seni aldım bu sunturlu yere getirdim Sayısız penceren vardı bir bir kapattım Bana dönesin diye bir bir kapattım Şimdi otobüs gelir biner gideriz Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat Durma kendini hatırlat Durma göğe bakalım
Turgut Uyar (Büyük Saat - Bütün Şiirleri)