Adr Quotes

We've searched our database for all the quotes and captions related to Adr. Here they are! All 25 of them:

Tidak ada niat baik yang boleh dicapai dengan cara buruk, dan sebaliknya tidak ada niat buruk yang berubah baik meski dilakukan dengan cara-cara baik.
Tere Liye (Rembulan Tenggelam Di Wajahmu)
Keberuntungan yang berlebihan selalu mengundang dengki.
Tere Liye (Rembulan Tenggelam Di Wajahmu)
Semua yang baik datang berduyun-duyun. Hanya karena aku sudah memulai. Yang lain-lain akan datang dengan sendirinya. Semua membutuhkan permulaan. Permulaan sudah ditempuh.
Pramoedya Ananta Toer (Jejak Langkah)
Tidak ada yang lebih menipu daripada kerendahan hati. Seringkali itu hanya menjadi ungkapan semata, dan terkadang justru disampaikan untuk menyombongkan diri secara diam-diam.
Jane Austen (Pride and Prejudice)
İnsan yaşamının 'doğaçlamasını', hiçbir şey bitmemiş bir ezgi kadar iyi anlatamaz. Ya da eski bir adres defteri kadar.
Carson McCullers (The Ballad of the Sad Café and Other Stories)
İnsan yaşamının 'doğaçlamasını', hiçbir şey bitmemiş bir ezgi kadar iyi anlatamaz. Ya da eski bir adres defteri kadar.
Carson McCullers (The Ballad of the Sad Cafe and Other Stories. The Heart is a Lonely Hunter. The Member of the Wedding. (In One Volume))
İnsan yaşamının 'doğaçlamasını', hiçbir şey bitmemiş bir ezgi kadar iyi anlatamaz. Ya da eski bir adres defteri kadar.
İpek Babacan (The Ballad of the Sad Café and Other Stories)
İnsan kaldırımın ortasında kararsız durursa, ya ateş isterler ya da adres sorarlar. Başka bir şey sormazlar.
Oğuz Atay (Tutunamayanlar)
Przyjaciele moi i przyjaciółki! Nie odkładajcie na później ani piosenek, ani egzaminów, ani dentysty, a przede wszystkim nie odkładajcie na później miłości. Nie mówcie jej "przyjdź jutro, przyjdź pojutrze, dziś nie mam dla ciebie czasu". Bo może się zdarzyć, że otworzysz drzwi, a tam stoi zziębnięta staruszka i mówi "Przepraszam, musiałam pomylić adres..." I pstryk, iskierka gaśnie
Agnieszka Osiecka
İkimiz de güldük. "Sally" dedim, "senin sevdiğim yanın ne biliyor musun? Bu kadar kolayca kandırılabilmen. Hiç kandırılamayan insanlar öylesine can sıkıcı ve ruhsuz oluyorlar ki!" "Beni hâlâ seviyor musun, Chris, sevgilim?" "Evet, Sally. Seni hâlâ seviyorum." Onu bir daha görmedim. Yaklaşık iki hafta sonra, tam onu aramam gerektiğini düşündüğüm bir sırada, Paris'ten bir kart aldım: "Buraya dün gece geldim. Yarın doğru dürüst yazarım. Kucak dolusu sevgiler." Arkadan mektup gelmedi. Bundan bir ay sonra Roma'dan bir kart daha aldım. Adres yoktu: "Bir iki güne kadar yazarım." diyordu. Bu altı yıl önceydi. Şimdi ben ona yazıyorum. Sally, bunu okuduğun zaman -eğer bir gün okuyacak olursan- lütfen bunu bir takdirname- sana verebileceğim en yürekten takdirname olarak kabul et...
Christopher Isherwood (Goodbye to Berlin)
Ah güzel Ahmet abim benim İnsan yaşadığı yere benzer O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer Suyunda yüzen balığa Toprağını iten çiçeğe Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine Konyanın beyaz Antebin kırmızı düzlüğüne benzer Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir Denize benzer ki dalgalıdır bakışları Evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına Öylesine benzer ki Ve avlularına (Bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi) Ve sözlerine (Yani bir cep aynası alım-satımına belki) Ve bir gün birinin adres sormasına benzer Sorarken sorarken üzünçlü bir görüntüsüne Camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına Öyle bir cıgara yakımına, birinin gazoz açmasına Minibüslerine, gecekondularına Hasretine, yalanına benzer Anısı işsizliktir Acısı bilincidir Bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan Gülemiyorsun ya, gülmek Bir halk gülüyorsa gülmektir Ne kadar benziyoruz Türkiye'ye Ahmet Abi.
Edip Cansever (Sonrası Kalır I – Bütün Şiirleri)
Ik denk dat mama zich een gast heeft gevoeld in het leven. Ze deed altijd alsof het haar niets aanging, het leven, alsof het niet van haar was. Alsof ze er toevallig in terecht was gekomen, zoals je een huis binnen kan lopen wanneer je je in het adres hebt vergist, en dan per ongeluk in dat huis blijft hangen. Buiten stroomt het van de regen en je hebt geen paraplu bij je.
Marek van der Jagt (The Story of My Baldness)
Mrs. Afolabi adre me if I was a Christian. I knew what she was asking: Are you a good person? Can I trust you? I hedged and then answered yes, ignoring the unsettled feeling that rose up in me when I said those words. The typical Christian testimony was one of being lost, then found. But my own testimony ran backward. I had been found once, but somewhere along the way I had gotten lost.
Jessica Wilbanks (When I Spoke in Tongues: A Story of Faith and Its Loss)
Ik had een adres, de windrichting en een route die ik kon volgen en je kunt op veel manieren naar iets toe of van iets vandaan fietsen, maar er was maar één manier waarop ik die dag kon fietsen en dat was de verliefde manier, het kon me niet snel genoeg gaan, ik sjeesde juichend door de straten en in mijn herinnering konden de automobilisten aan me zien waar ik naartoe ging en al het verkeer ging vol respect voor me aan de kant, liet me erdoor, moedigde me aan en zorgde ervoor dat alle stoplichten op groen sprongen.
Johan Harstad (Max, Mischa & Tetoffensiven)
I’ve always liked you, Mason,” says the girl, whose name he can’t recall. He’s surprised that she knows his first name, since he never uses it anymore. “Of all the boys in the safe houses, you’re the only one who makes me feel safe.” He doesn’t respond; he just kisses her on the back of her head, to maintain his image as the safest port in her storm. It’s a powerful feeling to know you make others feel safe. “We . . . could, you know . . . ,” she says coyly. He reminds her that the ADR workers were very clear. “No extracurricular activities,” they had said, “or you’ll use up your oxygen and die.
Neal Shusterman (UnWholly (Unwind, #2))
GÜNLERDEN Evet evet Doğrusu bilmiyorum Dalıp dalıp gidiyorum böyle Dalıp gidiyorum ve dalgınlığımda bir kent Bir duvar, bir de sen, duruşunda güz özellikleri Dostlar, bütün dostlar içerde. Bir kent mi, bir yüz mü, binlerce yüz mü, bir kent mi Beyaz mı, daha mı beyaz, o kadar çok mu beyaz Bütün bunları kendime bir adres gibi sorup Hüznüme, kalbime, soğuğuma Gelecekten arta kalan bir mutluyum. Ben gelecekten korka korka dönen bir mutluyum Dünyanın bu küçük sesini işit Bak, bir dalı, bir örtüyü, bir denizi tutan ellerime Nanelerden, ıtırlardan, ıhlamurlardan gelen Anlayamadığın sevgililik Var ya Yani uzaktan yüzünü bile seçemediğin birinin Adı en sevdiğin şairin adıyken. Soruyorsun bir de Gülüyorsun, gül ya, neden gülmeyeceksin Ağlayacaksan ağla işte Bir gülüp bir ağlayacaksan böyle sen Soyulmuş bir dilim ayva yetişiyor gözlerime Kaynamış suda pembeleşirken. Kederlerde bütün yüzler birleşir Ve unutma gereklidir Bir başka bakışında da gökyüzleri vardır, düz Kuş sürüleri vardır, eğri Bir sana bir ayak bileklerine bakanların dünyası da vardır ki İster kıyıları çekine çekine döven sulara benzet İster ağır ağır yanan yaprak kümelerine Anlıyor musun Anlıyorsun elbette Ne yaparsan yap yürürlüktedir yetinmezlik. Maviyi soruyordun, gözlerimden yüzüme yayılan maviyi mi Bir renk değildir mavi huydur bende Ve benim yetinmezliğimdir Ve herkesin yetinmezliğidir belki Denecektir ki bir süre Ve denenecektir Bir akşamüstünü düşünmek bir akşamüstünü düşünmekten başka nedir ki. Gelecekten utanarak dönen bir sevinçliyim Ya sizler Ey sırasını beklemeden gelen akşamüstleri.
Edip Cansever
The securities lending business boils down to one concept: exchanging a security that someone needs for a different security or cash. The business is driven by the need of the dealer community to cover short positions, be it in stocks, Treasurys, agencies, corporate bonds, ADRs, or even ETFs. When a dealer is looking to cover a short position, they first check what are colloquially known as the “sec lenders.” The securities lending group will pull the security out of the end-user portfolio and lend it into the Repo market. When a securities lending group loans a security, they either receive cash or bonds in return. If they receive cash, they reinvest the cash. If they receive a bond, they earn a fee on the spread between where they loan the bond and borrow the other. In the case of cash, they need to invest it. They need an investment that generates a sufficient return to make the business viable, yet, at the same time, without taking too much risk. The safest and easiest way to invest is in overnight Treasury repo. The problem is that there’s very little profit lending a Treasury and reinvesting in a Treasury. In order to enhance returns, the securities lending groups take some risk. It’s not necessarily a lot of risk, but increasing returns involves increasing risk. It can be either interest rate risk, credit risk, or liquidity risk. Technically a combination of all three is possible, too, but that’s pretty dangerous. The yield curve is upward sloping most of the time, so investing for a longer period of time generally generates a higher yield. Let’s say the overnight rate is 2.00%, the one-month rate is 2.05%, and the three-month rate is at 2.15%. Instead of reinvesting cash overnight, there’s an extra 15 basis points for investing for three months. Since the end-investor clients usually hold their bonds to maturity, there’s only a small chance they will sell a bond during that three-month period. On top of that, the securities lending groups run multi-billion dollar portfolios, so they can ladder their investments.
Scott E.D. Skyrm (The Repo Market, Shorts, Shortages, and Squeezes)
Given the inefficiency of the Indian bureaucracy to effectively implement national objectives, a possible approach (as suggested by Prof. Kelkar once), to salvage the existing PSEs (including all its stakeholders) and to protect the State’s investment in them, would be to transfer all Government’s share in all PSEs to a holding company set up under the Disinvestment Act, at once. 8.4.4 Government should disinvest majority of its share (55 %) in the holding company to Indian mutual funds, and insurance companies through the book-building route, twenty per cent of its share to small investors through IPO (Initial Public Offer), five percent of its share to foreign institutional investors, ten per cent of its share through ADR/GDR in the foreign capital market (this would lead to improved corporate governance as listing in foreign markets, particularly NYSE has stringent requirements), and retain just ten per cent of share in the holding company. 8.4.5 The holding company should be managed by a reputed professional board (initially appointed by the Government through wide consultations and subsequently confirmed by the shareholders of the holding company). The Board would be responsible to its shareholders. The Board of the individual PSEs (which would no longer be a PSE as they would become subsidiaries of the holding private company) would be appointed by the holding company and be responsible to the Board of the holding company.
SANJEEV MISHRA (INDIA'S DISINVESTMENT STORY: Relaunch with Lessons Learnt?)
customlogo.nl Custom Logo is het bedrijf op het gebied van logo design wij van Custom Logo maken logo's die pakken en u en een verhaal vertellen! Als u opzoek bent naar een passend bedrijfslogo dan bent u bij Custom Logo aan het juiste adres. Wij maken voor u een bedrijfslogo dat een verhaal vertelt en uw klant verleid om ook echt klant te blijven. Aarzel niet langer en kies een bedrijfslogo van Custom Logo wij gaan altijd voor 100% tevredenheid!
Michael Evamy
Sound. No matter how great a movie looks, if the audience can’t understand what the actors are saying, they’ll get frustrated and lose interest quickly. I know when I see a low-budget movie and the sound is crummy, I shut it off. The less money you have, the less you’ll probably budget for postproduction sound, so what you get during the shoot becomes even more important. Don’t scrimp here. If your production sound is good enough, you won’t need a lot of ADR (additional dialogue recording), which most of the time you need because there’s a flaw in the production sound, or an airplane was overhead and you couldn’t get a clean take. Your sound person should scout your locations. If you’re going to be shooting on a weekday and you visit on a weekend, make sure that there isn’t a noisy garage next door that’s only open Monday to Friday. Sometimes you do ADR because you want to change the performance. That’s fine, but I can usually tell when an actor has been looped, and I hate it, and so do many directors. Some actors are hopelessly bad at it—they’re never able to dub themselves in a convincing way. The best reason to use ADR is when you want to fill in a scene where lots of people are talking at once.
Christine Vachon (Shooting to Kill: How An Independent Producer Blasts Through the Barriers to Make Movies That Matter)
In recent decades, alternative dispute resolution (ADR), such as arbitration and mediation, have gained popularity as efficient and inexpensive methods for resolving disputes. As the court system has become bogged down with frivolous lawsuits, ADR allows for disputes to be resolved quickly and with less cost. Many contracts now call for ADR as the means for resolving any disputes arising from the contract.
Brian Phillips (Individual Rights and Government Wrongs)
La firma más grande de taxis en el mundo, Uber Technologies Inc. (ticker: UBER), no posee ningún carro. La compañía de medios más popular en el mundo, Facebook, Inc. (ticker: FB), no crea ningún contenido. El más valuado minorista del mundo, Alibaba Group Holding Ltd. - ADR (ticker: BABA), basado en China, no cuenta con inventarios. Y el más grande proveedor de hospedaje en el mundo, Airbnb, Inc., no posee ninguna propiedad. Bastante disruptivo, de hecho.
Andrew Aziz (Como Vivir del Day Trading (Spanish Edition))
Seviyeli sohbet etmek isterseniz tabiki Civciv.net e uğramadan sohbet ettim demeyin en güzel sohbet en kaliteli arkadaşlıklar ask sevgi dostlugun sohbete dönüştüğü tek adres civciv.net veya Gulucuk.Net herkesi bekleriz..
Sohbetsitesi
Preclinical and clinical trials of new drugs cannot detect all of the ADRs that a drug may be able to cause. In fact, about 50% of all new drugs have serious ADRs that are not revealed during phase 1 and phase 3 trials.
Laura D. Rosenthal (Lehne’s Pharmacotherapeutics for Advanced Practice Nurses and Physician Assistants)
Geri Getirme Büyüsünde Efsanevi Uzman: Medyum Markos Aşk, bazen hayatımızdan akıp giden ve boşluk bırakan en değerli duygulardan biridir. Sevdiğiniz kişiyle aranızdaki mesafe arttığında ya da ilişkiniz sona erdiğinde, bu boşluk dayanılmaz bir hale gelebilir. İşte tam bu noktada, doğru kişinin desteğiyle her şeyin yeniden mümkün olduğunu bilmek, umudu yeniden yeşertir. Medyum Markos, geri getirme büyüsünde adını zirveye taşıyan, sayısız insanın hayatına yeniden mutluluğu getiren bir uzmandır. Onun özel yetenekleri ve derin bilgisi, kayıp aşkların yeniden doğmasını sağlamakta büyük bir etkiye sahiptir. Medyum Markos’un Becerileri ve Güvenilirliği Medyum Markos'un ünü, yalnızca geri getirme büyüleriyle sınırlı değil. Onun sezgisel gücü, spiritüel bilgeliği ve enerjileri doğru yönlendirme yeteneği, aşkın en karmaşık düğümlerini çözmesini sağlıyor. Her danışanına özel bir yaklaşım geliştiren Medyum Markos, insanların ruhsal ihtiyaçlarını derinlemesine anlayarak doğru çözümleri sunuyor. Ayrıca, Markos'un uygulamaları etik ve saygılı bir temele dayanır. Güven ve gizlilik, onun en önemli prensiplerindendir. Bu nedenle ona danışan herkes, aldığı hizmetten memnuniyetle ayrılmakta ve hayatında yeni bir sayfa açmaktadır. Geri Getirme Büyüsünde Eşsiz Yöntemler Geri getirme büyüsü, sadece teknik bilgiyle değil, derin bir sezgi ve enerji hakimiyetiyle başarılı olur. Medyum Markos’un uyguladığı yöntemler; Kişiye özel ritüeller Spiritüel enerjilerin dengelemesi Pozitif bağlanma ritüelleri gibi unsurları kapsar. Her bir ritüel, bireysel enerjinize ve ilişkinizin dinamiklerine göre uyarlanır. Bu sayede, sevdiğiniz kişiyi kalıcı ve sağlıklı bir şekilde hayatınıza geri çekmeniz mümkün olur. İletişime Geçin ve Hayatınıza Yeniden Işık Katın Hayatınızda bir şeyler eksikse ve sevdiğiniz kişiyi geri kazanmak istiyorsanız, doğru adres Medyum Markos. Onun rehberliğinde aşkın mucizesine yeniden tanık olun!
Geri Getirme Büyüsü