“
Anne babasına çektirdiği azabı hatırladı, hemen oracıkta onları arayıp şöyle demek isterdi:
Beni merak etmeyin, halimden memnunum, benim üniversite okumak, diploma alıp bir işe girmek için doğmadığımı yakında siz de anlayacaksınız. Özgür olmak için doğdum ve geçimimi bundan sağlayabilirim, işim hiç eksik olmayacak, para kazanmanın bir yolunu daima bulacağım, dilediğim zaman evlenip aile kurabileceğim, ama şimdi bunun vakti değil -vakit arayış vakti, sadece şimdiki zamanda yaşamanın, burada ve şimdi var olmanın vakti, İsa'nın cenneti kader biçtiği çocuklar gibi şen. Tarlada çalışmam gerekirse hiç çekinmem, çünkü tarladayken toprakla, güneşle ve yağmurla irtibat kurarım. Eğer bir gün dört duvar arasında çalışmam gerekirse yine çekinmem, çünkü yanımda başka insanlar da olacak, onlarla bir takım oluşturacak, bir masanın etrafında oturup laflamanın, dua etmenin, gülüp işimizin tekdüzeliğinden arınmanın ne kadar güzel olduğunu keşfedeceğiz. Yalnız kalmam gerekirse kalırım, aşık olur ve evlenmeye karar verirsem evlenirim, çünkü hayatımın aşkı olacak karım benim mutluluğumu bir erkeğin bir kadına verebileceği en büyük armağan olarak kabul edecek.
”
”