Jane Avril Quotes

We've searched our database for all the quotes and captions related to Jane Avril. Here they are! All 4 of them:

Zagor, dünyanın en suratsız, en çirkin, en huysuz, en çığırtkan kedisidir. Bacakları uzun ve ahşaptır; kulakları, tilki kulağına benzer, kamçı kuyruktur. Tüyleriyle, kıl fırçaları andırır. Üstünde eşine rastlanmayacak çirkinlikte bir desen vardır: ak üstüne boz lekeler ama en kötüsünden ve en yanlış yerlerde. Kendi kendine homurdanır, yemek verilmedi mi konuşur da durur, ayağınızı ısırır: ‘Dikkat: uzun kedi!’ Bizim eve zorla girdiğinde de ihtiyardı sanırım. Adını mahallenin çocukları takmış; kendisi de istedi mi, işine yaradı mı, tanıyor adını. Gelişleri, Kırlent’le aynı günlere rastlar. Kırlent; Marilyn Monroe, Süslü Şefika, Jane Avril karışımı bir dişidir. Bütün gün yalanma ve işve üstüne. Alacalı rengi, kısacık bacaklarında düşük jartiyeri andıran siyah lekeleriyle, süet burnu, ıslak diliyle gözalıcı güzellikte. Üstelik halk-tipi: bodur, geniş kalçalı, zekası kıt. Dünya yaratılırken artan kedi tüylerinden örülme bir kırlent, bir köşe yastığı; bütün kedilerden yapılma bir yumuşaklık. O kadar güzel ki, kimse çok sevemiyor, sevdiğini açıkça söyleyemiyor. Kırlent, sebze sevseydi, börülce severdi; yazar olsaydı, Colette olurdu. Oysa Zagor, ancak Kont Mazoch olabilir. Yemeklerden de yalnızca sığır kemiği çorbasını andırıyor. Köpüğü boyuna alınması gereken iri bir sığır kemiğini. Zagor’un hoşnut olduğu görülmüş şey değildir. Okşanmak istiyorsa, okşamak zorundasınızdır, o kadar. Ama korkunç zekasıyla vazgeçilmez bir beladır.
Tomris Uyar (Gündökümü (1975-1980): Bir Uyumsuzun Notları)
During the last two decades of the nineteenth century and the first of the twentieth, France enjoyed an upsurge of artistic flourishing that became known as La Belle Epoque. It was a time of change that heralded both art nouveau and post impressionism, when painters as diverse as Monet, Cezanne and Toulouse Lautrec worked. It was an age of extremes, when Proust and Anatole France were fashionable along with the notorious Monsieur Willy, Colette's husband. On the decorative arts, Mucha, Gallé and Lalique were enjoying success; and the theatre Lugné-Poe was introducing the grave works of Ibsen at the same time as Parisians were enjoying the spectacle of the can-can of Hortense Schneider. Paris was the crossroads of a new and many-faceted culture, a culture that was predominately feminine in form, for, above all, la belle Epoque was the age of women. Women dominated the cultural scene. On the one hand, there was Comtesse Greffulhe, the patron of Proust and Maeterlinck, who introduced greyhound racing into France; Winaretta Singer, Princesse de Polignac, for whom Stravinsky wrote Renard; Misia Sert, the discoverer of Chanel and Diaghilev's closest friend. On the other were the great dancers of the Moulin Rouge, immortalised by Toulouse lautrec — Jane Avril, Yvette Guilbert, la Goulue; as well as such celebrated dramatic actresses as the great Sarah Bernhardt. It would not be possible to speak of La belle Epoque without the great courtesans who, in many ways, perfectly symbolized the era, chief of which were Liane de Pougy, Émilienne d'Alençon, Cléo de Mérode and La Belle Otero.
Charles Castle (La Belle Otero: The Last Great Courtesan)
Vous êtes trop généreuse pour vous jouer de moi. Si vos sentiments sont encore ce qu'ils étaient en avril dernier, dites-le moi tout de suite. Mes sentiments et mes vœux, eux, n'ont pas changé, mais un mot de vous m'imposera silence pour toujours
Jane Austen
Kad simptomų krūva įgautų "epidemijos" arba "madingos kančios" statusą, reikalingi trys fenomenai: 1. Pacientai, kurie vaikosi paaiškinimų. 2. Gydytojai, kurie vaikosi pacientų. "Seksualumo istorijoje" Michelis Foucault rašo apie praėjusį šimtmetį paplitusią moterų isteriją. Tai buvę abipusiai santykiai tarp daktarų ir moterų. Isterikės buvo daktarų mūzos (pavyzdžiui, Jean-Martino Charcot medicinos paskaitos sumišusios su jo pasilinksminimais su Jane Avril ir kitomis dramatinėmis pacientėmis), o daktarai buvo isterikių gynėjai. Moterys buvo isteriškos, tačiau joms isteriją kėlė ir gydytojai. 3. Palaikanti kultūra, kuri patvirtina patologiškas tradicijas. Liga šiandien tikriausiai yra populiariausia žiniasklaidos prekė, o gebėjimas užsikrėsti per kalbą milžiniškas: sensacijų besivaikantys laikraščiai, savaitiniai leidiniai, knygos apie pagalbą sau, rėmimo sąjungos, pokalbių programos, elektroninės ryšių priemonės ir t. t.
Finn Skårderud (Uro: En rejse i det moderne selv)